Çaylak ile Filozof -5

Acaba bir tanrıları var mı? onların, zaman zaman birbirlerine yahut kızıp, “Allah belanı versin!” diye bağırmak dışında, bir tanrıdan bahsedildiğine dair hiç bir şey yoktum. Bir tanrıları, en az doğru düzgün inandıkları bir tanrıları yaşadığı süt ürpertici ve soğuk bir his —artık kabuk bağlamış olsa da— ara ara sızlayan, hatta kanayan bir yara gibi hep barındırdığım. İnsanın bir tanrısı olur da ondan hiç bahsetmez miydi? –Eğer mümkün olsaydı Çaylak, bunu onlara sorar, merak ettiğin şeyleri öğrenirdin. –Ama mümkün değil! O yüzden sana soruyorum. –Bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Sadece onlar için iyiye inandığım her şeyi ümit etmeye çabalıyorum. Hem insanların yaşamalarına bakarak, kolay kolay siyah ile beyaz gibi kesin alanları ayırıp, haklarda inançlı yahut inançsız diye bir hüküm veremezsin. Çünkü siyah ve beyaz arasında oldukça geniş, gri bir alan da vardır. Bir alaca karanlık içinde, çoğunluğu ya da karanlığa doğru giderek, beyaza ya da siyaha doğru, açılan ya da kararan gücü olan gri bir alandır bu... Ve insanların çoğu, yaşamlarının büyük bir kısmı bu gri alanda sürdürürler... Tanıtım Metni