Panama Yayıncılık
Ceviz Yaprakları
Ceviz Yaprakları
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
İnsan mutluyken kötü bir olay konduramaz, unutur sevincin ve acının devamı, sosyal hareket vardır kapı kapanmaya doğru, ne göz görür ne de kalp anlar ve kapı kapanır. Kapanan sadece kapı değildir; ışık söner, renk uçar, ne dilde tat kalır ne de kulakta ses. Geri dönecek ne yolu kalacak ne insan, bir kalıcı kalacak, doldurulmayacak, doldurulamayacak büyük bir oluşmuş. Eray o büyük hücreler hiç doldurulamadı. Artık ne yapılacak ne de çalınacak bir kapı mevcuttu. Eray, bembeyaz bir çölde yürüyor. Gökyüzünde onlarca güneş vardı. Sanki devasa bir film platosundaydı. Gözlerini açamıyor; açıldığında kumun, gökyüzünün beyazlığı gözlerine hücum ediyor. En ufak bir detay yoktu. Eray hangi zamanda, günün hangi saatinde görülüyordu. Akşamın olmadığı, günün batmadığı, günün önemsizleştiği bir yerdeydi. Kaleminden dökülen kelimeler, mısralar hasretini daha da artırıyor; çaresizliğin, yalnızlık duygusunun tüm benliğini sardığını hissediyordu. Mucizenin bozulmasına neden oluyor; bir telefon, bir anons ile acılarının, özleminin acıyacağını, Sedef'e kavuşacağını hayal ediyordu. Mısralarında bazen bir ağaca, bir yaprağa, bir martıya, esen rüzgara, yağan yağmura, sonsuza kadar giden buluta, İstanbul'a, Boğaz'a, gemilere, yakamoza, maviye, yeşile, Sedef'e aşkını aktarmasını diliyor; Bazen gül kokusunda, sürekli güneşte, tan kızıllığında, sabah serinliğinde, bahar tazeliğinde Sedef'i arıyordu. Tanıtım Metni
Paylaşmak
