Ayrıntı Yayınları
Cinsiyetlendirilmiş Beyin
Cinsiyetlendirilmiş Beyin
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Yüzyıllar boyunca, farklı beyinlere sahip oldukları için erkeklerle kadınların farklı yeteneklere, farklı mizaçlara ve farklı toplumsal konumlara sahip oldukları söylenegelmiştir. Erkekler kadınlardan üstündü; çünkü kadın beynine değil, erkek beynine aitler. “Kadınlar haritayı okuyamazdı, erkekler aynı anda birden fazla iş yapamazdı.” Çünkü “biyolojik kader” ve bundan kaçış yoktu. Peki, biyoloji gerçekten de kader miydi? Prof. Gina Rippon bu kitapta bu bölümü kesin olarak Hayır yanıtını veriyor. Dokuzuncu yüzyılda yapılan beyin incelemelerinden beri “kadın beyni” ile “erkek beyni”nin doldurulması, verili gerçek olarak kabul edilmiştir. Araştırmaların neredeyse tamamının bu “gerçeği” biyolojik bir temele oturtulacak şekilde tasarlanmış, sonuçların yayınlanması ve yorumlanması da bundan payına düşeni almıştır. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında yeni teknolojiler sadece yetişkinlerin değil, yeni doğanların beyinlerini dahi detaylı bir şekilde inceleme olanağı sağlamıştır. Günümüzde daha ayrıntılı bir şekilde tasarlanmış ve yorumlanan bölünmelerden doğumdan başlayarak açığa çıkan toplumsal yığınların en az biyolojik olarak önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Rippon hormon çalışmalarından sosyal dağılıma kadar pek çok farklı alanda yapılan araştırma bulgularını değerlendirerek şu şekilde ayrıştırıyor: İnsan beynini kadın beyni ve erkek beyni olarak sınıflandıran şey, doğum anındaki biyolojinin sistemi içinde doğmuşuz dünyanın bize dayatılmış cinsidir. Tanıtım Metni
Paylaşmak
