Çöküş - Kapitalizmin Nihai Krizi Üzerine Bir Deneme

Daha önce Paradigmanın İflası çerçevesinde resmî ideolojinin köklü bir eleştirisini geliştiren, Başka Bir Uygarlık İçin Manifesto'da “neyi, nerede, nasıl üretilebilir, nasıl tüketilir, nasıl yaşanır?” içeriğinde müştereklere dayanan yeni bir demokrasiyi tartışan Fikret Başkaya, şimdi de Çöküş'ü anlatıyor. Kapitalizmin son büyük krizi, onun aynı zamanda nihai krizi mi? Bugüne kadarki krizlerin dinamikleri nelerdi, bugün ekonomik krizler dışında farklı olarak ne gibi dinamiklere sahip misiniz? Aslında “kriz”, ondan çıkış ihtimalini de barındırdığı için, “çöküş” gibi farklı bir kavram sızıntısında mı düşünmeliyiz? Bir ayrılık yaşanacaksa bu anda bire mi gelecek, yoksa bir süreç, olay olarak mı kendisi çıkacak? Ekolojik yıkım hangisine dayandı? aslında hepimiz “aynı gemide”yiz? Mevcut sistem geri dönüşü olmayan bir yola girdi, bunların verileri neler? Başkaya'nın Çöküş'ü bu soruların yanıtlarını; kalkınma, teknoloji, uygarlık, finansallaşma gibi kavramları ayrıntılarıyla tartışan çok önemli bir yapıt. Peki, bütün bu tartışmaların atmosferinde önümüzde ne gibi seçenekler belirleniyor? Yoksa seçeneksiz seçeneklerimiz var mı? Yanıtını Fikret Başkaya'nın şu sözlerine, uzun yanıtını ise tüm bir kitaba bırakalım: “mevcut durum sürdürülebilir değilse, aralıksız ise, önümüzde iki seçenek var demektir: tamamlayıcı, radikal bir devrimle bir fırsata dönüştürmek, aracın direksiyonunu sola kırmak, ama bu işi delice yapmak, zira zaman ayırırsanız;,ün altında kalmak… Bu ikisi arasında bir orta yol, bir üçüncü tanıtım yok…” Metni