Demirdağ Kurtları

Ergenekon'dan çıkış üzerine harika bir tarihi roman.... "Kağanımızın buyruğudur! Eli tutan, kargı tutan, çevik ve bahadır erler büyük orduya vark için hazır olsunlar! Hazır büyük olanlar meydanda toplansınlar! Ulu Kağanımızın buyruğudur! Ergenekon'dan çıkıyoruz! Ergenekon'dan ayrılan ana yurtlarımıza dönüyoruz!" Ergenekon; zor zamanda Türk'e yuva olmuş, ama asırlar kullanılan Türk'ün o bedenina sığmayan ruhuna dar gelmiş, o efsanevi, o kutlu yurt... Türk'ü azken çok eden, takatten düşmüşken yeniden muktedir olan, unuttuğu mefkuresini benliğine yeniden nakşeden o mahfazalı, o bereketli yurt... Hüseyin Nihal Atsız'ın yirminci asır Türk Edebiyatında edebi bir cezbeye ulaştırdığı milli-romantik ruhun yirmi birinci asırdaki aksini Hasan Erimez'in Demirdağın'da Kurtları romanında görüyoruz. Her Türk'ün adeta ezbere bildiği Ergenekon Destanı'nı yazabilen bir üslup ve engin bir hayal gücü ile romanlaştıran Hasan Erimez, okuyuculara bir solukta okuyacakları Türk nefeslerinin kesici o efsanevi dönemlerini sunuyor. Töresini unutan, beğlerini, aksakallılarını ve en mühimi milletini dikkate almayan bir hakanın yol açtığı felaketler silsilesi, Türk'ün yok oluşuna getirmiş ve düşmanları karşı Ergenekon'a sığınmak zorunda kalmıştır. Ancak asırlar her yerde olduğu gibi Ergenekon yurdunda da işlem, Türkler Ergenekon'a sığmaz olmuş ve çıkış çıkışlarının parçaları açılmaya başlamışlardır. Çağan Kağan eşliğindeki Türkler tabiatın çetin şartlarıyla mücadele etmek zorunda kaldığı güzel arayışlardan sonra Ergenekon'dan çıkmayı başarmış ve yaşadıkları yok olmaya mahkum eden düşmanlarıyl Tanıtım Metni