Demiryolu ve Kent

Dokuzuncu yüzyılda Babıali'nin Rumeli'ye ilişkin görünümlerinden biri liman şehirleri ile iç merkezleri birbirine bağlayacak ve bunları Dersaadet'e ulaştıracak bir günün ağının oluşmasıydı. Demiryollarının Osmanlı şehirlerine varışı, Balkanlarda modernite deneyimini canlandırdığı gibi, bu şehirlerin ve şehirlilerin kendilerinin dışında dünyaya ekonomik ve sosyal ağlar üzerinden entegre olabilmelerini kolaylaştırdı. Demiryolları yalnızca şehirleri ayırmakla kalmadı, aynı zamanda Osmanlı coğrafyasının sosyal, ekonomik ve mekansal yapısını da kökten değiştirdi. Ahmet Erdem Tozoğlu'nun Demiryolu ve Kent adlı bu çalışması, okurlarını Osmanlı Balkan şehirlerinin iç geçmiş hikayelerine ve İstanbul'dan başlayarak Balkanlara uzanan tarihin ağının şehirler üzerindeki etkileyici serüvenine tanıklık etmeye çağırıyor. İstanbul'dan Selanik'e, Manastır'dan Edirne ve Dedeağaç'a kadar uzanan bu modernleşme ve dönüşüm yolculuğunda, arşiv belgeleri, edebi eserler ve göz alıcı görsellerle zenginleştirilmiş bir anlatım yer alıyor. Kitapta, Türkiye'de günümüze kadar daha ekonomik, siyasi ve askeri açılardan ele alınan demiryolları, her gün sosyal ve kültürel bir perspektif sunuluyor. Tanıtım Metni