İthaki Yayınları
Denizin Kanı
Denizin Kanı
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
"Ve Ege'ye adamoğlu geldi; iki ayak üstünde duran, sürünmeden yürüyen, oraya giden, her şey, her canlıya ilgi kazanan, durmadan yiyen, ısıran, çiğneyen, konuşan, aç, obur adamoğlu ve adamoğulları geldiler. Ama daha vardı ve şavkı biliyorlardı, çiğ yiyorlardı ve bu yüzden öldürüyorlaryi ve kan akıtmayı bilmiyorlardı. hava koşullarının yemişlerine dadandılar ve uçan kuşlarla, sürüngenlerle ve yırtıcı hayvanlarla kavgaya tutuştular.”Tarık Dursun K., Denizin Kanı'nda, Ege Denizi'nin uçlarındaki iki yüzünü –cömertliğini ve doymak bilmezliğini– sünger avcıları ve onları bekleyen kasaba kadınları üzerinden anlatıyor. Kasabanın insanın bir süngerine karşı başlattığı mücadele ve bu mücadelenin var olduğu nokta, emekçi ve iktidar arasındaki zeminin kaygan gözler önüne sererken, denizin iki uç ucunda de temsil ediyor: Malı ağa, canı deniz alıyor. kıran, Necatigil'in vurguladığı mitosların kullanımı ve şiirli dildi. Gerçi yazar, 1945 dolaylarını, çok partili aralıklarını saptıyor, merhametsiz bir esnek ağasını yaşatıyor, deniz iklimiyle çıkışlı çıkışlı bir aşkı anlatıyordu ama, mitolojiadan çıkagelmiş bütünleyici bölümleri Denizin Kanı'nda âdeta ayrı bir roman, dil şöleni izliyor...” –Selim İleriTanım Metni
Paylaşmak
