Denizlerin, İstanbul

Kinayelerle, göndermelerle ince bir mizah anlayışıyla örgülenmiş Denizlerin, İstanbul = Selimoğlu, sadece ve sadece denizciliğin ruhunda olduğu için eril ve sade dili kullanır ve bize denizciliğin dünyasındaki kısa hikayeler anlatır. Çoğu zaman bu hikayeler bir dönem anlatımı haline gelir. Kısa ve uzun cümleleri yerine göre kullanır ve aynı zamanda eksiltilmiş cümle de onun çözümünden biridir. Kullanıldığı dilin en büyük özelliği sade, anlaşılır ve içrek olduğudur. Kelime oyunlarına girmez, edebi kaygısına düşmez, herkesin anlayabileceği seviyede sade bir dil kullanmıştır, Denizlerin, İstanbul =. Vecdi Çıracıoğlu DENİZLERİN, İSTANBUL Zeyyat Selimoğlu, bir İstanbul yazarıdır. Denize bakan, gören, anlayan anlatan bilgilerin gidişatını denizden geçen bir merkeze bakarak değerlendirir. Bu anlamda denizinizi bir anlatı karakteri olarak ortaya çıkarır. Betimlemelerinin ötesinde soluklanan alan, yaşamayı veren bir canlı kent denizi onun öykülerinde yaşatabilir. Denize övgü değil, denizin gerçeğine bakmak onun anlatıcılığının çıkış noktasına ana düşünceleridir. Denizlerin, İstanbul'un üç denizi buluşturan kent öyküleri olarak okuyabilirsiniz. Sözün çekici gücü, insanın yaşama ve doğasına olan tutkusu, bağlılığı Selimoğlu'nun bu öykülerinde de genetik olarak ortaya çıkıyor. Yeni bir biçim, yeni bir sözle... Eksilmeyen ironisinin yansımalarıyla... Zamanlar, yerler, mekânlar değişse de insanın denizle kentle öyküsü sarmal bir halde sürüyor Zeyyat Selimoğlu'nun anlatılarında. Vecdi Çıracıoğlu'nun sunuş yazısıyla Tanıtım Metni