Ürün bilgisine atla
1 / 1

Devrim Sonrası Toplumlar

Devrim Sonrası Toplumlar

Normal fiyat £10.00 GBP
Normal fiyat İndirimli fiyat £10.00 GBP
İndirim Tükendi
Vergiler dahil. Kargo, ödeme sayfasında hesaplanır.
Adet

Yirminci yüzyılda devrimlerin yüzyılı olarak anılabilir. İlk olarak dünyanın toprak anlamında büyük farklı ve geniş kapsamlı bir çocuk gösteren Rus Devrimi vardı. Bu devrim, önceki yüzyılda Napolyon'un orduları sayesinde Fransız Devrimi'nin Batı Avrupa'nın belli bölgelerine uzanması gibi, Kızıl Ordu'nun liderliğinde 2. Dünya Savaşı'nın son evresinde Doğu Avrupa'ya yayılmıştı. Sonuçta dünyanın nüfus bakımından en yoğun kalıcılığı olan bir asır süren mücadelenin sonucu olan Çin Devrimi geldi. Diğer 2. Dünya Savaşı sonrası devrimlerse Çin Hindi'nde, Kore'de, Küba'da, Portekiz'in eski Afrika kolonilerinde, Afrika Boynuzu'nda ve Güney Yemen ve Nikaragua'da yakın tarihlerde meydana geldi. Toplamda bu yüzyılda şu ana dek dünya yüzeyinin yüzde 30'u ve toplam yüzde 35'i, değişken değişimlerde değişen devrimler seçimlere girdi. Bu devrimler ne tür bir toplum yaratıyor? Bunlardan çoğu Marksizm'in sancağıyla zafer kazandılar (burada İran Devrimi'ni tamamıyla dışarıda tutmak gerekir), geri kalanlarsa iktidarın ele kışın hemen ardından Marksizm'i (ya da Marksizm-Leninizm'i) benimsediler. Marksizm daima kapitalizmin yaygın olduğu gelecek olanın sosyalizm olduğunu öğrettiği insanlardan ki bu devrimci toplumların sosyalist olarak adlandırılması doğaldır. Bu devrimleri hiç ummayan ya da onlara başka yerlerde rastlananlar gibi açıklamalarla ortaya çıkan çalışan burjuva sosyal bilimin de sosyalist yaftayı, onu devrimci devrimci rejimler için bile kabul edilemez ele alsa da, doğal olarak artık kabul edilmesi gerekmektedir. Derinlemesine inceleyecek olursa, Marksizm'in kurucularının -Karl Marks ve yakın çalışma arkadaşı Friedrich Engels- geleceğin sosyalist mülkler hakkında ipucu vermekten kaçınmalarını ve tipik özellikleri tartıştıklarında onu kapitalizm ile komünizm (onlara göre komünizm, tarihin ulaşacak olduğu en son hedeftir) arasındaki bir geçiş aşaması olarak değerlendiriyorlar. Bu temelden bakılınca, Marksistler arasında hiçbir zaman bir görüş birliğinin olmaması elbette sürpriz olmaz; Bu noktada gerçek bir sosyalist toplumun neye benzeyeceği konusunda anti-Marksistler ya da Marksist olmayanlar arasında dahi daha az görüş ayrılıkları vardır. Sonuçta bu terim kendilerine yakıştıran tüm devrimci toplumlar için uygun bir yaftadır ve herkesin onu kendine faydası ya da uygun bir biçimde yorumlamakta özgürdür. - Paul Sweezy Tanıtım Metni

Tüm ayrıntıları görüntüle