Dinsel Efsanelerin Kökeni

Bu kitapların mevcut tarihi literatürüne ve bilimsel çalışmalarla Marksist dünya açısından bakıldığında eleştirel bakış açılarıyla bakan yıllık bir öğrencidir ürünü. Karl Kautsky'nin Hıristiyanlığın Kökenleri'nin çalışmasının esinlendiği John Pickard, çalışmanın diğer iki yaygın dini de çalışarak genişleterek, söz konusu din yöneticilerinin peygamberlere ilişkin anlatımları sorgular. Yeryüzüne dair kadim başlangıçlar ve kökler (“Başlangıçta söz vardı”) tartışmasının izini süren Pickard, Marx'ın deyişiyle, radikal olayların hikayesinin köklerini büyütüp kırılmaktan sonra çizer. Senkretizmin en özet temsili, ortak köklere sahip üç semavi dinin incelenmesini, metinler arası okumaların ötesindeki bilimsel materyalizmin ayrıntılarını ele alan bu eser, ex nihilo, yani hiçten var olmayan, onun fırsatta bulunabileceği bir yer. Kutsal metinleri ve dönemin diğer kaynakları okumalar alttaki üretici güçlerin dinamiği ve arkeolojik destekleyicilerle destekleyen yazar, “müjdelenen sözler” kapsamında aşkınsal, doğaüstü olanın yüceltilip her fırsatta ve en alttaki zayıfların hedef alındığını ortaya çıkarır. Nitekim, zenginliğin zaaflarına göre “ödemeler” ancak iman (fides), yani sadakat ile bağlantıya dayanmaz koşulan örgütlü dinsel güçler, ilahi güçle insan arasındaki rabıtayı -“rel(l)igio”- tekellerine ayırıp kendilerine tabi kıldıkları ölçüde din mevcutturni kazanmaktadır. Kitap, Rabbinik hareketle daha sonra piskoposluk ve İslami direnişler aracılığıyla sosyal yardımlar adı altında örgütlenen geleneklerin günümüz iktidarlarının en önemli yatırımı da gözler önüne seriyor. Örgütlü dinleri, sınıflı-devletli toplumların ideolojik aygıtlarına ve aynı mantıkla yanlış bilince indirgenmesi riskine dikkat eden yazar, çözüm Faustvari bir deyişle, “başlangıçta eylem vardı” nidasıyla sokakta ve sınıf mücadelesinde arar. Tanıtım Metni