Diplomasi Tarihi 2 - Arap İsrail Savaşı 1967

Diplomaside öncelikle, ulusal çıkarlara etki eden, tehdit oluşturan ya da zarar veren durumla ilgili olarak, sağlıklı bilginin, hedefin ve parlaklık durumunun belirlenmesi, ulusal ve uluslararası konjonktürün değerlendirilmesi, izlenecek politika/stratejiyle ilgili tüm seçeneklerin tespit edilmesinin incelenmesi hayati bir önem kazanmaktadır. Bu mantıksal gücün, kapasitenin ve taktiklerin, şemaların doğru analiz edilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu süreç, birçok faktör tarafından şekillendirilmektedir. İmgeler ve inanç sistemleri, duygular, analojiler, sonuçların tutarlı, liderlik tarzı, hesap hataları ve yanlış algılamalar gibi kararlar şekillendiren bir dizi psikolojik; kararların oranları kısa bir zaman diliminde, stres ve oranlarının değerlendirilmesinde olduğu gibi; Çayırcılık, silahlanma yarışı, hasmın tipi, sürprizler, ekonomik koşullar, genel ve seçim döngüleri gibi uluslararası ve yerel satışların tamamı karar süreçleri görülüyor. Bir yanda Arap kadınlarına soyunan Mısır'ın sempatik ve karizmatik lideri Cemal Abdünnâsır ve iktidarlarını takip eden Arap liderler, diğer yanda küresel ve teolojik ihtiraslarla dolu İsrailliler… İsrail için “Altı Gün Savaşı”, Araplar içinse “Felaket”… 1967 Arap-İsrail Savaşı, modern Ortadoğu zamanında tam anlamıyla bir dönüm noktasıdır. Adım adım tırmanan krizde gücü ve devam eden doğru tahlil edemeyip zafer kazanma tutkusuyla kendini emin bir şekilde ülkesini maceraya sürükleyen Nâsır'ın birimleri hamleleri ile Ortadoğu'da etkileri ve mücadeleleri günümüzde de devam eden ABD ile Rusya'nın yeniden güçlendirilmesi savaşı diplomasi tarihinde adeta bir ders niteliğindedir.