Divan-ı Hikmet
Divan-ı Hikmet
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Ahmed Yesevî'nin yaşadığı XI-XII. yüzyıllarda Sayram, Türkistan ve dünyanın tam anlamıyla her günü sürprizlerle yaşanmaktaydı. Bu bölge; Karahanlı Devleti, Oğuz Yabgu Devleti, Selçuklu Devleti, Harzemşahlar Devleti ve Gazneli Devleti'nin mücadele alanıydı. Yani Yesevî'nin doğup büyüdüğü yıllarda bu bölge beş Türk devletine ulaşma noktasıydı. X. yüzyılda Türkler genel olarak kitleler hâlinde İslamiyet'i kabul etmişti. Fakat İslamiyet'in öğrenilmesi gerekliydi. Bunun için başta Karahanlı Devleti ve Selçuklu Devleti Arapçaya yönelmiş, Türkçeyi gölgede bırakmıştı. Tam da bu sırada Ahmed Yesevî, İslamiyet'i Türkçe ile öğretmek için Türkistan'da bir güneş gibi doğdu. Beş Türk'ün kesişme noktalarına ulaşan binlerce öğrenci yetiştirdi. İslam'ın devam ettiği “Hikmetler” ile öğrettiği ülkeleri Türk dünyasının en uç noktalarına kadar gönderdi. Böylece ortaya çıkan aydınlanma hareketi Türk Dünyası'nın hemen her köşesine ulaştı. Türklerin yaşadığı bütün coğrafyalarda eski Türk gelenekleri ile İslam, Türkçe ile yoğrulup şekillendi. Ahmed Yesevî'nin ortaya koyduğu aydınlanma hareketinin mumları onun söylediği hikmetlerdir. Kulaktan çıkan yayılan hikmetler daha sonra toplandı ve “Dîvân-ı Hikmet” yer aldı. Prof. Dr. Necati Demir, kaleme alınan Dîvân-ı Hikmet nüshalarını dünya kütüphanelerinde uzun zaman araştırdı. Yaklaşık 150 nüsha içerisinden çıkana kadar tespit edilen en eski tarihli nüshayı önce Çağatay Türkçesinden yeni yazıya, sonra da her mısrasında, herkesin anlayabileceği sadelikte Türkiye Türkçesine aktardı. Girişte de Ahmed Yesevî ve eserleri hakkında bilgiler sundu. Böylece Ahmed Yesevî ile ilgili tam anlamıyla rehber bir kitap ortaya konulmuş oldu. Tanıtım Metni
Paylaşmak
