Doğu Batı Düşünce Dergisi Sayı 76 - Rüyalar
Doğu Batı Düşünce Dergisi Sayı 76 - Rüyalar
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
"Yaşam bir rüyadır uyanmak bizi öldürür" İnsan rüyalarıyla ikinci bir yaşanabilir. İlk bakışta tuhaf, anlamsız gibi duran çok sayıda resim ve görüntülerin birleşimiyle olağanüstü bir dünyanın kapıları aralanır. Uykudayken bizi hayretler içerisinde bırakan sebepler çoktur. Nasıl olur da kımıltısız bir vaziyette irademizi teslim etmişken, bu kadar çok hikaye ve konuşmayı dinler, hareketsiz bir dağıtım her uzvundan masal kahramanları, düşman ve canavarlar yaratırız? Bilincin ikiye bölünmüş parçaları, görünür bir bölgede bekleyen gösteriler, engellenen dürtüler rüyalarda hiçbir koşula bağlı kalmaksızın -bir felaketin anında patlak vermesi ya da gelen müjdeli bir haber gibi- anında belirleyiciler. Bazen kendimizden doğan bir yetersizlik veya bir mükemmeliyet halinin devam etmesidir bu. Rüyalardaki istikrar, doğruluk ve düzelmelik çoğu zaman şaşırtıcı olabilir. Zira bilincin altının ülkesinin rüyalarıdır. Orada her türlü arzu ve hevesler serbest kalmış, engeller yok edilmiş, kapasiteler silinmiş. Ancak çoğu gece bu renkli gölgelerin oynadığı oyun unutulup gider. Rüyalar yorumlanırken, bir başkasına aktarılırken bile sıkı bir denetim uygulanır. Bazen her şeyi teslim alabilecek bir kuvvete ve yoğunluğa erişmişken, âdeta üzerimize akın eden bu şiirleri, kâbusları, korkuları, mutlulukları bir filtreden geçebilir, sınırlı ölçülerde anımsayabiliriz. Acaba kaçışa kadar kaç gece hangi aralıklık denizlerinde boğulduk, ufku, hava belli olmayan hangi olaylar çıktık, rüyalarımızda kaç kişiyi öldürdük ve kaç meçhul sevgiliye âşık mı olduk? Rüyalarının anlaşılması, yorumlanması ve daha iyi durumda olmasını tabir etmek isterim. Mitolojiler, melodiler, farklı psikanaliz ekolleri rüyaları çeşitli boyutlarıyla görmüşlerdir. Rüyaların geçmişe mi saklandıkları yoksa gelecekten mi haberler verdikleri, bir doğa olayı mı yoksa inancın bir parçası mı tartışılmıştır. Bilimin bir fonksiyonu olarak tanımladığı rüyaları fizyolojide temellendirir. Din için rüyalar gelecekten haber veren bir gece bekçisidir. Psikanaliz ise özneyi çözümlemenin bir yöntemi olarak rüyalardan faydalanır. Felsefenin rüya tanımındaki güçlüğüne bir örnek verilmesi gerekirse, bir kimsenin rüyalarının ne tür bir anlamı taşıdığına ilişkin ortamda merak durumunda bu kesinlik arayışında tüm varoluşun da başlayan başına bir rüyanın olabileceği olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Nitekim Descartes'taki gibi benzer bir bakış açısı, sonuçtaki bir sistemin gerçekliğini kanıtlamak adına rüyaları karşısında bir yerde konumlanır. Oysa rüyaların dünyasında "bir rüya gördüm ve anladım" sözüyle "uyandım ve her şeyin bir rüya olduğunu okuyor" sözü toplanabilir karşılığının niteliğindedir. Virginia Woolf'a atfen yaşamında bir rüya olduğunu ancak uyandığımızda fark etmemiz gerekir. Bir rüyaya dalar ve bu âlemde her şeyin içinde yer almasının gerçekliğe göre şekillenmesini diliyorum. dünyadaki bir filmdeki rüya sahnesinin gerçek olay örgüsüne dönüştüğünde, o bir kahramanla birlikte ve rahat film dışındaki tüm gerçeklikleri unutmamız gibi rüyalar da kendi dış gerçekliklerini unutturmayı başarabilirler. Onun halükârda tüm yaklaşımlar çok geniş bir sembollere açık rüya dilini çevirmekte zorlanmışlardır. Rüya Finansında hangi kaygılar öne çıkarsa çıksın bu karmaşık dilin ve gerçekliğin aktarımı geniş bir işaretler sistemini okumakla mümkündür. Bu sayımızda da rüyalarla ilgili ona dair farklı bir yaklaşım temsili uygulanan yer verdik. Hataların ayrıntılarının yanılgısı, tek bir açıklama modelinin geçerli kılınması istenmesidir. Oysa özneyi temsil eden ve çok yoğun sembollerle dolu bu sahada kendilik arayışı psikolojik olduğu kadar, geleneksel, kültürel ve çok şey için, kaygıyla, beklentiyle, hayalle iç içedir. Ve bunun en güzel kanıtını da kendi rüyalarımızda buluyoruz. -Taşkın Takış- Tanıtım Metni
Paylaşmak
