Dramalı Hasan'ın Namus Davası

Odada sadece üçümüz kaldık. Yako, cebinden usulca bütçesini çıkardı. İçinde, sunumun yeni çıkmış dumanı tüten simit gibi gıcır gıcır bir yeşil onluk çekme önümdeki dayanıklılığa kadar dayanıklı. Ve benim gözümün içine bakarak: “Dramalı, işte para, işte kadın! Söv kadına al parayı! dedi hiç istifini bozmadan. Ben ne yapayım diye düşünürken bana bu ahlaksız teklif yapan Yako'ya: “Sen ne diyorsun Yako?! Bir kadının yanında böyle bir teklif bana nasıl olur? Biz 'namus davası' ”diye devam eden nutuk atmaya kalkınca Yako, hiç etkilenmemiş bir şekilde tekrar masada gelinlik kız gibi duran parayı işaret etti.“İşte para, işte kadın! Kadına al hesabı!” demez mi... Yokluk, yoksulluk insanda tüm değerler köreltirmiş meğerse...! Öyle de oldu... Sonunda ailem ağır bastı ve o on liraya sahip olmak için yüzüne bakmaktan utandığım kadına küfretmek zorunda kalmak zorunda kaldım. Yako benim kadın ağzı dolusu küfrettiğimi çıkış ağzı kulaklarında gülmelerle gülmeye başladı. Masadaki para alıp bana uzatırken: “Al dağıtımı Dramalı, ananın ak sisteminin günü helal olsun” dedi. Daha inandırıcı olsun diye, çantasından kaplı kırmızı evlilik bütçesini çıkarıp: "Eee Dramalı, az önce küfrettiğin kadın benim nikahlı karımdır. Sen şimdi benim namusuma dil uzatılmış oldun. Ben de seni yapıyor gibi namusumu temizlemek için seni öldürmem gerekiyor mu?" dedi büyük bir olgunluk içinde... Tanıtım Metni