Dünün Dünyası

Stefan Zweig anılarının önsözünde "Aslında söylediklerim şeyler sadece benim yazgım değil" diyor, "aksine bütün bir neslin yazgısı." Ancak, bir önceki yüzyılda güvenli burjuvazi yaşamında büyümüş, büyük ölçüde Ulusal Sosyalizm ve sürgün ile son bulan bir çağla kendini özdeşleştiren bir nesildir. Stefan Zweig, savaştan kaçanlardan biri olarak I. Dünya Savaşı sırasında Zürih'e giderken oraya yerleşti. 1919'dan 1934'e kadar en çok Salzburg'da yaşadı, 1938'de İngiltere'de, 1940'ta New York'a ve birkaç ay sonra Brezilya'nın Petropolis kente göç etti. Düşünsel vatanı olarak gördüğü Avrupa'nın varlıklarında kaldığı umutsuzlukla 1942'de ikinci eşiyle birlikte intihar etti. Çok sıkıntılı koşullar altında yazılmış, o zamanki eğitim sistemi sisteminin krizinin de eksik olmayan anılarından oluşan Dünün Dünyası Stefan Zweig'in Viyana'da kalıcı ve mutlu gençliğin gözler önüne serer. Bu yaşamanın ilk gölgesi Tuna Monarşisi'nin sonu ve iki Dünya Savaşı'nın felaketleriyle düşmeye başlar. Dünyanın Dünyası'ndaki değişimleri bu kadar derin etkiler karşılığında çok az kitap vardır; çünkü bu kitap, kişisel anıların 20. yüzyılın ilk yarısında dünyada yaşananların tümünün özetleri. "Çünkü kırk yıl boyunca en iyi niyetli görev saydığım, tüm gücümle ve inancımla uğraştığım barışçıl bir Avrupa birlikteliği yıkılmıştı. Kendi ölümünden daha fazla korkum vardı. Kendi ölümünden daha fazla korktuğum, herkesin herkesle savaşacağı savaş ikinci kez zincirlerini kırmıştı. Yaşamı boyunca tüm gücüm insanlığın ve düşüncelerin birliğine adamış biri olan ben ayakta durmaz, çaresizce şu anda işe yaramayan olduğu kadar ani gelen bu la hiç kimsem kadar yalnızdum." Tanıtım Metni