Düşüncemizin Güneşli Coğrafyasında Felsefeyi Güncellemek

Ne olacak bu dünyanın hali? Bir yanda insanların yarattığı yıkımlar, öte yanda doğal insana olan tepkisel yıkımları… Bu nasıl bir gidiş? Nereye gidiyor dünya? Biraz yakınca bir tarihte bilimler ve bilimsel buluşlar / uygulayımlar toplumlara nasıl bir gelecek vadediler? Uygarlık ne diyordu? Hani yaşam, insan ve doğa için eskisinden daha güzel olacak mı? Oysa yıldırımlar düşecek: Gökyüzünün karanlığı, dünyanın yeşilini, mavisini kaybetmiş. Bulutlar irin yüklü… Doğa keskin dişlerini göstererek homurdanıyor, silkeleniyor, debeleniyor, kükrüyor ve tekmeliyor insanı. Çünkü insan çağdaşlaşmasını, yani uygarlığının devamlılığını sürdürmeyi sürdürmeyi doğaya aç savaşmış. Deşiyor, tırmalıyor, kazıyor, duruyor, savuruyor, tüketiyor doğanın tüm kaynakları. İnsafsızca ve körlemesine. Sırf kendi varlığı için. Kendi yararını, kendi çıkarını, kendi üstünlüğünü ve deliliğini sürdürebilmek için. Oysa insan, doğa sorunları yine yetersiz. Yine de zayıf ve güçsüz, ne kadar acımasız olsa da doğuştan daha güçlü. Tansu Bele, farklı mecralarda yer almış yazılarını ve konuşmalarını derlediği eserinde pek çok konuya kendine sahip bakış açısıyla irdeliyor.Tanıtım Metni