Ekmek Elden Su Gölden

'Denizatı şuracıkta harem kurmuş. Raca kesilmiştir, yoksa Nebab olmuş, Ağa Han'ın halefliğine geçmiştir mi? Körpe yeğenlerini bir dansa sokup kalçalarını ellemekten hiç arlanmaz. Yanakbeyanak sürtünür, o karnaval balonu kar da kurallarda seyreder, 'Nedir bu kepazelik!' diye kızına sualde bulunmaz' 'Hepsi görgüsüzlük, bilgisizlik, para şımarıklığı, bir yaşantıdan diğerine çarçabuk, kural ve başlangıçtan öğrenmeden geçişin sonucu, Allah anidenbire bağışta olsaydı işte! Taş atıp da kolları mı yoruluyor? Ekmek elden, su gölden! Çalışan köylü, toprak veren, hükümeti koruyan, kazanan da büyük toprak sahipleri! Cahilcesine, kültürsüzcesine, ne olup bittiğini bilmeden yiyorlar.' Türkçeyi en iyi kullanan yazarlarımızdan Refik Halid Karay, kırsal kesimden şehre ait fikirlersiz bir savurganlıkla yaşayan, zengin Duranbeyli ailelerin şehir hayatına olan yabancılığını, bu yabancılığı maddi imkânları sayesinde saklama çabalarını ve ailesini güzel gelini Ferhan'ın aile içinde yaşadığını derin karakter tahlilleriyle sinema filmi tadında anlatıyor. Tanıtım Metni