Ekofobi Hipotezi

Doğal yaşamayla ilgili varlıklar ve nesnelere karşı alternatif dışı mantıksal korku, Simon Estok'un Ekofobi Hipotezi'nde en güzel karşılıklarını buluyor. Estok'un ekofobi üzerine güçlü önerileri, hem kuramsal olarak sağlam temellere dayanandır, hem de Estok'un “sahte ekoloji” olarak adlandırdığı, insan reflekslerinin karanlık noktalarının ortaya çıkardığı şeyleri duygulanımsal ve tedavi edici olarak idrak yeteneklerie olanaklarını tanımaktadır. Estok, genetik materyalizmin, hayvanın, ekomedyanın ve ekopsikolojinin kesişen yansımaları aracılığıyla, okuru ekofobi parçaları ekopsikolojik ve ekokültürel salınımları dahil ediyor. Bu kitap, evrensel kaygı veren ekolojik bilincin gerçekliğine birçok insanın bakış açısına ve okuyucuyu bu bilinçsizliğin temsilinin yarattığı varoluşsal problematiğinden kurtaracaktır. ―Serpil Oppermann, Avrupa Edebiyat, Kültür ve Çevre Araştırmaları Birliği (EASLCE) Eski Başkanı, Çevreci Beşerî Bilimler Merkezi Müdürü, Kapadokya Üniversitesi, Türkiye. Mükemmel bir rutin bir süreç çerçevesi savunulan bilimsel bir çalışma olan Ekofobi Hipotezi, Simon Estok'un, günümüzün streslerinin doğal çevresine karşı geliştirilen korkuyla yakından iltili olarak her yıl sürdürüldüğü dikkatli çalışma ve araştırmalarının ürünüdür. Bu korku, çevreci yazının tescilli ana teması olan doğayı ve canlıları sevme konusuyla birlikte ele alınır. Bu kitap, okuyucuları derinden sarsacak nitelikte bir eserdir. Aynı zamanda bu sonucun ortaya çıktığı kriz ortamına nasıl gelindiğinin bilimsel, psikolojik ve maddesel bir anlatımın değişebilirliği yanı sıra, şimdi neden şimdi eko-epistemolojik yapımızın ya da rahatımızın zamanının geldiğinin de açıklamasıdır. ―Jeffrey J. Cohen, Edebiyat ve Çevre Çalışmaları Derneği (ASLE) Eski Eş-Başkanı, Beşerî Bilimler Fakültesi Dekanı, Arizona State Üniversitesi, ABD. Simon Estok bu çok beklenen, ustalıkla kaleme kayıt, heyecan verici, dopdolu ve son derece ikna edici savıyla biyofili varlığına karşı çıkıyor ve bu oluşumların hatalı noktalarını düzeltiyor. Burada Estok'un hayatını görüyoruz. Kuramın dik yokuşunda emin adımlarla ilerleyen ve onların göklerinde kanat çırparken, Estok ikna sanatını ustalıkla konuşturuyor ve genetik materyalizmin tehlikeli sularından ekomedyanın, hayvan ve evrimsel psikolojinin anormal sakin kıyılarına uzanan uçsuz bucaksız ekofobi tartışmalarında baş döndürücüleriyle okuyucu çarpıyor. “Sahte ekoloji” ve “çöpün eyleyiciliği” gibi kavramlar üzerine sunulan baş döndürücü görüşlerden, insanın doğaya karşı verdiği toplu tepkilerin genel hakimine olan karanlık, çatışmacı, sömürgeci tutumlar ile yansıtma psikolojisine dayalı korkulara uzanan bir yelpazedeki tartışmalarla dolu olan Ekofobi Hipotezi, çevreselci beşerî bilimler sürecinde çalışan herkesin okuması gereken bir çalışma. Dr. Jonggab Kim, Beden Çalışmaları Enstitüsü Müdürü, Konkuk Üniversitesi, Seul, Güney Kore. İnsanlar, insan-dışı doğa ile olan ilişkiler, yakınlık, çatışma ve iki uçta seyreden karmaşık duygulara ilişkin geniş bir yelpazeden oluşur. İnsanın doğasına karşı tutumu ve bozukluklarının psikolojisi, hem ilgi çekici hem de açıklama gücü bir çalışma alanıdır. Simon Estok bu kışkırtıcı “ekofobi” çalışmasının duygu yelpazesinin karanlık ve korku dolu yanıyla bizi yüzleştiriyor. Bu çalışma, medeniyetimizin gezegeni neden bu kadar duygusuzca davrandığını açıklamamıza yardımcı olabilir. ―Paul Slovic, Psikoloji Profesörü, Oregon Üniversitesi, ABD. Bu heyecan verici ve geniş özet kitap, Estok'un ekofobi biliminin yalnızca ekoeleştiri ve ekomedya çalışmaları için değil, aynı zamanda da atıkların yaygınlaşıp çoğalmasıyla, insan-dışı varlıklara karşı uygulanan sistematik yöntemle ve gezegendeki yaşamın giderek yok oluşuyla mücadele ettiği için arttığını gösteriyor. ―Stacy Alaimo, Edebiyat ve Çevre Çalışmaları Derneği (ASLE) Eski Eş-Başkanı, Oregon Üniversitesi, ABD. Tanıtım Metni