Ekolojik Yaşam ve Kendini Bulma Sanatı

“Bir dünyanın, birleştirilmiş bereketin simgesidir, barındırdığı yaşam potansiyeli sonsuzdur.” Viktor Ananias Son yıllarda ekonomik krizler, pandemi ve 6 Şubat depremi ile birlikte pek çok insan kentten geziye göç etti veya bunu istiyor. Mustafa Alper Ülgen de, trafik, iş stresi ve ekonomik kaygılarla dolu vahşi yaşam koşullarında, büyük şantiyesinden doğaya düşler kuran bir mühendisken, kedirgen peşinde başlayan ot toplama yolculuğu, Buğday ile birlikte, Viktor Ananias ve ekoköy fikri ile tanışmasıyla Kaz Dağları'nda bir yaşama kadar uzanıyor. Kentten köye taşınma onayının verilmesinin ardından, sadece kendi ekmeğini yapabilmek ve tavuklarına yem sağlamak için başlatılan buğday ekimi, bugün her yıl kırılabilir araziye 37 çeşit yerel programın ekilmesiyle biyoçeşitliliğe eklenmesi bulunuyor. Yerel ürün çeşitlerini üreten ve yerel tatlar konusunda çalışan Ülgen, aynı zamanda Kaz Dağları'ndaki madeni talanına karşı mücadele eden bir doğa savunucusu. Ekolojik Yaşam ve Kendini Bulma Sanatı-Doğaya Dönüş, kentin yaşadığından bunalan insanların, ait oldukları yuvayı bulmaları ve bu yuvanın doğayla uyumu, kolektif yaşam ve ekonomi ile birlikte nasıl sürdürülebilir olabileceğini, bir doğanın savunucusunun gerçek üzerinden yaşadıklarını anlatıyor. "...Eko, yurtdışında ev demektir. Ev yuvasıdır. Her canlı kendine bir yuva arar, kurar ama tüm canlılar için asıl yuva, üzerinde ekonomik yeryuvarlağıdır. İşte Mustafa Alper Ülgen'in hikayesi boyunca bunun neden böyle olduğunu tam olarak anlıyoruz." Bora ErcanTanıtım Metni