Esir Şehrin Mahpusu

“Büyük tarih romanları, milletimizin ve çatışmalarımızın çatışmalarındaki belli çatışmaların doğrularında ve gerçeklerde yeniden yaşatma gücünü sağlayan eserlerdir.” İnsanın esareti ve toplumun esareti parçaları birbiriyle bağlantılıdır, birbirinin nedeni ve sonucu sayılan haller midir? “Esir Şehir”in üçlemesinde Kemal Tahir, kurucu olarak tarihî malzemeleri ve insani özelliklere dair şaşırtıcı doğruluktaki gözlemlerini kullanır. Tarih nehrinin yoğun, hareketli ve gerilimli, yüksek sularında bireysel gerçekliğin toplumsal gerçekliğe fedakarlık yapmadan gündelik yaşamın temel dinamiklerini soyutlar. Bu soyutlama, onu sıradan insanların ya da kahramanın, bir mahpusun ya da kent soylu asilzadenin perdesi sefalet ve asalete aynı mesafeden tedirgin edici bir ara yere sıçramadır. “Esir Şehir” üçlemesinin ikinci kitabı Esir Şehrin Mahpusu, Kemal Tahir'in “dar yer” tabiri hapishanede geçer. İşgal'in şehrin mahpusları; Bütün eziciliğini yaşadığı, hürriyet duygusuyla kalbi bulanan bu insanlar, dışarıdaki işgal ve esaret atmosferini anlamak için adeta birer laboratuar görevi görürler. Tanıtım Metni