Eski Saat

"Falih Rıfkı Atay'ın sürükleyici, zengin muhtevalı, çevre görünümleri ve olaylara dayalı tezlerini savunan bir üslubu vardır."Prof. İlber ORTAYLI İlk yazı 1910'da çıktı. 1914'e kadar Servet-i Fünun kalıplarında taklit nesir döktüm. Top oynar gibi kelime oynadım. Bir sevginin öldüğü zaman, nasıl yazacağımı düşünürdüm. Bütün rekabetim, ismimi gazete sayfalarına geçirebilmekten ibaretti. Kitabıma bu göstermekten hiçbirini almadım. Kafam 1914'te ortaya çıktı. Bir iki sene yazımı fikirleştirmeye uğraştım. Ancak 1918'e doğru bulabildim. O zaman da bozgun ve inkiraz geldi çattı.İmparatorluk bir kerpiç, bir çardak, bir çadır gibi çöktü. Ama şaşalamış, vurulmuş bir genç böyle bir kaos içinde acı ve usançtan başka ne ses ihtiyatı?Kitabın başında bu yazıları bulacaksınız.Mütarekenin ilk yılında, ben de, sihirden, tılsımdan başka bir şey beklemiyordum. Akşam'daki ilk yazılarım, Bab-ı Âli Caddesi'nin ahlak ve ruh çirkefi içinde bölünmüş sızlanışlardır.Kitabın ortalarına doğru bunları okuyacaksınız.Anadolu'dan Mustafa Kemal'in sesi geldiği zaman, o zaman, kalp doğrulup kalkıyor. Kuru dala yeniden özsu yürüdü; tomurcuk kurusu üzerinde kırmızı gül açtı.Akşam'ın üçüncü yaprağın baş sütununu siper gibi kazıp içine yerleştirdim. Hainlik, tehlike, ıstırap, korku, orada göğüs göğüse bir kavganın bütün acılarını tattım; Yalnız bir acının ne olduğunu bilmem: Ümitsizlik duymadım. Günün grupları onlardır.Sonra ne geliyor? Zafer ve sevinç... 1917'de ihtiyardım; 1922'de ilk gençliğe kavuştum.Ve genç ölmeye, yirmi beş yaşım ölüm dakikasına kadar dinç, gürbüz ve temiz götürmeye yemin edildi.Kitabın son yazılarında işte bu karınca vardır.Tanıtım Metni