Faşizm Irkçılık Ayrımcılık Yazıları

XXI. yüzyılın ilk çeyreğinde faşizm, ırkçılık, çoğalan -şeytan üçgeni- insan(lık)ın acil gündem üyelerini oluşturmaya başlarken; Umberto Eco'nun, "Faşizmin maskesini yükleme ve ona an dikkatli olmak" vurgusuyla, "Özgürlük ve kurtuluş asla sonu gelmeyecek bir görevdir. Sloganımız şu olsun: 'Unutmayın'" diye eklemesi boşuna değil.Çünkü Samir Amin'in, "Çağdaş kriziin ile faşizmin sahneye dönüşünü birbirine bağlaması tesadüfi değil"dir.Faşizm yalnızca şiddettir; sermayenin zararlı politikalarının toplamıdır; faşist kurallar, faşist eğitim, faşist yönetimlik, faşist ekonomi politikaları ve diğerleridir.Ayrıca faşizm, herhangi bir şiddet değil tekelci sermayenin ticaretidir; yaşamın tepeden tırnağa sermayesinin çıkışına göre düzenlenmesidir…Ve tekelci dönemdeki kapitalist devlet(ler)in giderek otoriter bir biçim almış olduğu görülmelidir. Parlamentoların ilerlemesi ile ilerlemenin giderek güç kazanması, biçimsel dahi olsa hukuki düzene riayet eden hükümetler ve sosyal hakların kapsamının giderek büyümesi istisna olmak üzere ortaya çıkan bu devlet biçiminin bazı özellikleridir. Kapitalist devlete rejimin bu otoriterlik "olağanüstü", ekonomik, politik ve toplumsal kriz koşullarında, düzeni yeniden tesis etmek için devreye girmesi du. Bu durum liberaller tarafından "istisna hâl" olarak tanımlansa da; neo-liberalizm ile istisna olmaya devam eden bir "kural" hâline dönüşen kaçınılmazlıktı! Ancak otoriterliğinin de olduğu yerde bulunması mümkün değildi; Yani otoriter olanın totalitere yönelmesi bir zarurettir.Elbette ki "önlenebilir" bir "zaruret"... Bu kitapta yer alan makaleler, bu zaruret ve "önlenebilirliği"ni tartışılmaktadır... Tanıtım Metni