Feminist Bir Devlet Kuramına Doğru

Ne liberalizm ne de Marksizm, kadınlarla devlet arasında özel bir ilişki kurmuştur. Feminizm, toplumsal cinsiyet düzeni konusunda bazı tavırlarını sergilemiş, ancak genel toplumsal cinsiyet politikalarında Ana rolü incelenmiş. Toplumsal cinsiyetin bağımsızlığı, güç kaynakları, gerçek yaptırım gücü nedir? Bir kişinin çıkardıkları kadar bağımsız oldukları, yoksa bu çıkarların başlı başına bir ifade mi? Devlet kadınların ezilmişliği üzerine mi kurulmuş? Dolayısıyla eril iktidar nasıl devlet iktidar haline gelir? Devlet, güçsüzlükleri üzerine iktidar kurduğu bir grup çıkarlarına hizmet edebilir mi? Sosyalizmde olduğu gibi, devlet ve toplum arasında farklı bir ilişki olması bir şey olabilir mi? Eğer değişemiyorsa, erkeklik devlet biçiminin doğasında mı var, yoksa başka türlü bir devlet biçimi, başka bir yönetim modeli tasavvur edilebilir mi? Bu soruların cevapları verilmediği sürece, feminizm her fırsatta, devlete kadınların çıkarları için kullanmak üzere daha fazla güç vermek ile toplumdaki denetimsiz güç erkeklere terk etmek tercihleri ​​arasında sıkışıp kalarak hayatta kalıyor. Kadınların genellikle cinselliğe razı oldukları yerde değişmemesi gibi, kadınların bu yönetime de boyun eğeceği varsayılmaktadır. Feminizmin meselesi şudur: Kadınların bakış açısıyla devlet nedir? -Catharine A. MacKinnon- Tanıtım Metni