Giovanni'nin Odası

Baldwin'in on yıl yaşadığı ve yaratıcılığını bulduğu Paris'te yazdığı Givanni'nin Odası, (1956) o günler için bir hayli cesaret isteyen bir görünüm, “eşcinsel aşk”ı ele alıyor: Amerikalı delikanlı David'in Paris'te İtalyan Giovanni ile yaşadığı ilişkiler, değer yargılarının çıkışıyla bu ilişkiden kaçıp ve evli bir erkek olarak “güvenli” bir hayat sürmek için eski Hella'ya sığınması ve bu çabaların üç de trajik sonuçsuzluğu... Yok olmaya mahkum bir aşk üçgenini anlatan, tutku, pişmanlık ve özlem dolu bu roman, yayımlanmaz yayımlanmaz edebiyatta bir dönüm noktası olmuştu. Etkisi bu kadarla kalmadı: Baldwin, "beyaz imzalı erkekleri yazan siyah bir yazar" olarak şimşekleri zirveye çıktı. Ancak Giovanni'nin Odası'na elli yıldır yaşayan bir başyapıt haline gelen, sahip olduğu, yazarın ırkı, cinsellik ve bireysel özgürlüklerini iç içe geçirmede gösterdiği büyük başarıdır. Tanıtım Metni