Ürün bilgisine atla
1 / 1

Kronik Kitap

Gizli Teşkilatlar (5 Kitap)

Gizli Teşkilatlar (5 Kitap)

Normal fiyat £29.00 GBP
Normal fiyat İndirimli fiyat £29.00 GBP
İndirim Tükendi
Vergiler dahil. Kargo, ödeme sayfasında hesaplanır.

TEŞKİLAT-I MAHSUSA – ARİF CEMİL Kafkasya ve Balkanlar'da Operasyonlar Teşkilat-I Mahsusa'nın Ve Balkan Faaliyetleri Gayrinizami harp… Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi askeri tarihimizin en önemli kör noktalarından… Teşkilat-ı Mahsusa ise gayrinizami harp tarihimizde… dünyadaki tüm hayatımız ve istihbarî sahaya hakim ezoterik bir grup, bir bilinmezlikler yığını. Evet, birçok olay Teşkilat-ı Mahsusa'nın olağandışılığını doğruladığı yadsınamaz. Yine de diğer tarihi olaylarda olduğu gibi Teşkilat-ı Mahsusa'nın da gerçek kayıtlarının oluştuğu gerçek bir geçmişe, köşeleri olan bir biyolojik maceraya işaret edebildiğini kabul etmeniz gerekiyor. Yeter ki örgüt ideolojik, estetik veya kaygılarla değil, konunun doğasından kaynaklanan yanıltıcılığa karşı ihtiyatlı bir şekilde, kaynaklar aracılığıyla bizde seslenen geçmişin devam ederek giderek çalışılsın. Teşkilat-ı Mahsusa ile ilgili en önemli kaynaklar birinin, örgütle organik bağı Arif Cemil Denker'in bulunduğu her türlü tartışmanın ötesindedir. Denker, erken Cumhuriyet döneminde, Teşkilat-ı Mahsusa'nın doğrudan devamı sayılabilecek sürecin tarih sahnesinden silinmesinden yaklaşık 10 yıl sonra Teşkilat-ı Mahsusa hakkında ilk tefrikayı kaleme almıştır. Bu öneme sahip bina, şirketin gayrinizami harp tarihi, doğru bir mecrada seyretmesine yardımcı olmayı ve bunları herkes için erişilebilir kılmayı amaçlayarak hazırladığımız Gizli Teşkilatlar Serisi'ne Denker'in Umum-i Harp'te Teşkilat-ı Mahsusa adıyla kaleme kayıtlı tefrikasıyla başlıyoruz. Denker bu kritik çalışma, batıda İspanya'dan doğuda Çin ve Endonezya'ya, kuzeyde Rusya'dan güneyde Sudan'a kadar oldukça geniş bir bölgesel coğrafyada varlık gösteren Teşkilat-ı Mahsusa'nın Kafkasya ve Balkanlardaki operasyonlarına odaklanmıştır. Tarihçi – yazar Erhan Çifci ise yayımlandığı dönem koşullarında rahat akıcı bir üslupla kaleme bakılsa da da artık anlaşılır zorlaşan bu alımı titiz edisyonuyla çok daha iyi ve kullanışlı bir hale geliyor. Teşkilat-ı Mahsusa: Kafkasya ve Balkanlar'da Operasyonlar adıyla yeniden piyasaya sunduğumuz bu çalışma umut ediyoruz ki Arif Cemil'e edebiyatta hak ettiği saygınlığı kazandıracaktır. GAYRİNİZAMİ HARP – ALİ GÜNEŞ Balkan Harbi'nde Komita, Çete, Jandarma ve Milisler (1912-1913) Osmanlı Subaylarının Gayrinizami Harp Tecrübesi…Gayrinizami arp nedir? 19. yüzyıldan bugüne kadar nasıl bir rol oynamıştır? Modern gayrinizami arp teorilerinin temelleri nasıl atılmıştır? Bugün gayrinizami harp alanında otorite kabul edilen ABD'nin modern teoriye katkısı ne yönde olmuştur? Balkan Harbi öncesinde yaşanan ayaklanma hareketleri ve çete muharebeleri ile Makedonya'da örgütlenen komitaların Osmanlı gayrinizami harp deneyimlerine nasıl bir etkisi oldu? Osmanlı Devleti'nin Balkan Harbi için hazırlanan harekât planlarında gayrinizami harbe yönelik hangi hususlar kurgulanmıştır? Harpın hangi unsurlara gayrinizami olarak verildiği sırasında harp hizmetleri verilmiştir? Bugünkü küresel çatışmaların haritalarına göre en fazla öne çıkan muharebelerin üyesizami harp ve gayrinizami güçlerine karşı harekât olduğunu söylemek mümkündür. Gayrinizami harp, geçmişin boyunca her dönemde en çok zayıfın güçlüye karşı kullandığı bir silah olsa da günümüzde güçlünün de zayıfa veya dengine karşı dolaylı strateji kapsamında başvurduğu bir kuvvet çarpanıdır. 1826-1912 yılları arasında yeni düzenli ordu ve özellikle 1878-1912 Makedonya Sorunu döneminde Osmanlı askeriyesi, gayrinizami harp harekatının en aktif protestoları arasında yer almaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun geç dönem askeri tarihi, gayrinizami arp incelemesi için büyük potansiyele sahiptir.Elinizdeki eser Osmanlı gayrinizami arp tecrübesini Balkan Harbi özelinde yeniden düşünmeyi amaçlamaktadır. Eser, akademik çevrelerin güncelde yeterince incelenmiş olduğu Osmanlı gayrinizami harp deneyiminin, günümüzde askerî doktrin ABD'de üretilende başı NATO'nun ortaya çıktığı ve bütün dünyada bilinen modern gayrinizami harp doktrini ile benzeşen ortaya çıktığı ortaya çıkıyor. bir kaynak eser… İSTİHBARAT SAVAŞLARI – HÜSEYİN AZİZ AKYÜREK Birinci Dünya Savaşı'nda Suriye ve Lübnan'da Casusluk Faaliyetleri Elinizdeki çalışma, Birinci Dünya Savaşı'nın ikinci yarısında Osmanlı Devleti'nde Emniyet-i Umumiye Müdürü olarak görev yapan Aziz Bey'in (Hüseyin Aziz Akyürek) anı olarak 1932-33'te Beyrut'ta el-Ahrarsinde Arapça olarak tefrika edildi ve akabinde Suriye ve Lübnan fi Harbi'l-Âlemiyye: el-İstihbarat ve'l-Casusiyye fi'd-Devleti'l-'Usmaniyye unvanıyla kitap olarak basıldı. İstihbarat Savaşları: Birinci Dünya Savaşı'nda Suriye ve Lübnan'da Casusluk Faaliyetleri adıyla Türkçeye kazandırdığımız bu kitap, özellikle istihbarat, casusluk ve propaganda bilgileri oldukça zengin bir içeriğe sahip. Kitapta, Orta Doğu'daki gayrimüslim gruplardan ayrılmaçı Arap hareketleri ve örtüsülü, Cemal Paşa'nın Suriye ve Lübnan için Fransızlarla pazarlığından Enver ve Talat Paşaların Suriye'yi bir gizliliğe dönüştürme planlarına, bölgedeki Osmanlı istihbarat yapılanması ve karşı casusluk faaliyetlerinden gizli ödeneklere, Siyonizm tehlikesi ve Nili casusluk bölgesinden bölge basına kadar pek çok durum ve olaya ışık tutuluyor. Öte yandan, Osmanlı idaresindeki Arap toprakları ve daha özelde Suriye ve Lübnan'da öne çıkan tarihi şahsiyetler de mevzubahis yapılıyor. Emir Şekib Arslan, Aziz Ali el-Mısrî, Şarl Debbâs, Thomas Edward Lawrence, Cevat Rifat Atilhan, İzzet el-Cündî ve Esad Şukayrî'nin yanı sıra 4. Ordu istihbaratının yapılan bazı isimlerle düşman casusları, Osmanlı Devleti'nin emniyetçisi ve istihbaratçısı olan bir şahsiyetin değerlendiriliyor. Yayımlandığı gün bu yana geçen 87 sene içerisinde Arapçaya hakim tarihler, Türkçe aslı bulunmayan bu hatıra, önemine binaen muteber bir kaynak olarak kabul ederek süreçlerde kullanıldılar. Ancak Aziz Bey'in hatırata konu olan Suriye ve Lübnan'da bulunabildiğine dair güçlü deliller ve bu delillerin gelip getirebilecekleri göz ardı ettiler. Polat Safi, hatıratı Aziz Bey'in yazıp yazmadığı konudan hareketle kaleme ilgili takdim yazısında, kitaba konu olan dönem, mekan ve kişiler, broşür yayımlandığı bağlama üzerinden okuyarak aktarma tarihi, özellikle de istihbarat tarihi açısından sahip olduğu önemin tutularak çiziliyor, derin ve dağıtıldığı dikkat çekiyor. Aynı zamanda, Türk istihbaratı ve gayrinizami harp tarihimizi henüz kuruluş aşamasında nasıl irdeliyor. SINIRLARI ÇİZEN KADIN – TAHA NİYAZİ KARACA İngiliz Casus Gertrude Bell Ortadoğu Sınırlarını Çizen Kadın: İngiliz Casus Gertrude Bell…Gertrude Bell'in Ortadoğu'nun şekillenmesinde oynadığı rol neydi? Yazar, arkeolog, seyyah ve casus olarak bilinen Gertrude Bell aslında kimdi? Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması için çalışan bir ajan nasıl bir süreçten geçti? Taha Niyazi Karaca, ilk defa başvurulan arşivler ve keşfedilen belgelerin ayrıntıları daha önce birçok açıdan irdelenmemiş Gertrude Bell'in bambaşka bir portresini ortaya çıkarıyor. “Dünya medeniyetinin yayıldığına inandığı” ülkeye kaliteli olmak için var gücüyle çalışılan Gertrude Bell'in yalnız başına Arap çöllerine girme cesareti bulabildiği doğal yaşam tüm hikâyesiyle bakışların önüne seriliyor. Bu kitap, Gertrude Bell'i biyografik olarak sunmakla kalmayıp, Orta Doğu'nun şekillenmesinde rol oynayan kişilerden biri olduğunu teferruatıyla anlatıyor. Bir çıkışlı öğrenciliği, tarihselliği, arkeoloji çalışmaları ve gezilerinden bahsederken diğer taraftan da yeniden şekillenen Orta Doğu'daki gelişmelerin seyrini, ayrıntılarıyla mücadelelerini irdeliyor. Bu açıdan kitapta Gertrude Bell'in özel yaşamına paralel olarak 19. yüzyılda şekillenen önemli olaylar her gün yer buluyor. İngiltere'nin Kutlamare yenilgisi ve bölge politikası etkisi, İngiliz-Fransız ortaklığı ve Sykes-Picot'un ayrılması, Balfour Deklarasyonu, Paris Barış Konferansı, Percy Cox ve Mezopotamya Sivil İdaresi'nin kurulması, Fransa'nın Suriye'yi işgali, Kahire Konferansı, Faysal'ın Irak Kralı yapılması gibi son derece kritik politikalar Gertrude Bell'in ve tarihi gerçekler açıklanıyor. İngiliz Casus Gertrude Bell, haritalarıyla ve fotoğraflarıyla soluk soluğa okunacak bir kaynak aktarılmıştır… SINIRDAKİ CASUS – AHMET YÜKSEL Osmanlı Topraklarında Bir Rus Ajanı Kafkasyalı Mehdi Kulu Şirvani Bağdat'tan Payitahta Kafkasyalı Bir Casus…Mehdi Kulu Şirvanî… Tarihlerinde araştırma bugüne kadar ismine rastlanmamış, kitaplarda yer edinememiş Kafkas bir Rus vatandaşı… böyle bir sınır konu olması hem bir hakikatin hem de bir tesadüfün eseri. Hakikat; tarihin artık sadece devletlerden veya o devletlerin dümeninde oturanlardan ibaret olması. Tesadüf; Osmanlı Arşivi'nde “Sivas” anahtarla değiştirile yapılan taramalar sırasında talimatlar bir vesikanın eseridir. Bahse konu vesika, Bağdat'ta yaşayan Mehdi Kulu birisinin I. Dünya Savaşı'nın devam ettirdiği hengamede Rus casusu olduğu yerde Sivas'a sürgün edildiği haberini veriyordu. Genişletilen taramalar süresi boyunca gün yüzü onaylandı diğer vesikalar ise sürgüne zemin hazırlayan daha güzel faaliyetler… Mehdî Kulu Şirvanî kimdi? Neden ve ne zaman Bağdat'a gidip yerleşmişti? Osmanlı karar alıcılarını “Sivas'ın soğuğuna tahammül edemeyip ölecek olursa memleket bir hainin üyelerinden kurtulur” dedirtecek denli bir nefreti nasıl üzerine çekmişti? Sıcaklıkların kalıcılığı çatırdamaya başladı, sınırların hızıle değişiyor ve güçlerinin dengeleri alabora olduğu bir devirde sürgün edilmeyi gerektiriyor ne gibi casusluk çalışmaları yürütüyordu? Osmanlı-Rus ilişkilerinin genişne gergin olduğu ve kapsamlı mükemmellik kurma çabasının tavanı boyunca bir dönemçte Mehdi Kulu'na nasıl bir rol biçilmişti ve o, rol tarihinin sahnesinde kusursuz sergileyebilmiş miydi? Sorular uzun, ömrü kısa... Sahi, 19. yüzyılda Şirvan'da başlayan bir yaşam 20. yüzyılda payitahta nasıl uzanmış, nerede ve ne zaman sonlanmıştı? Osmanlı istihbaratının kazandırdığı önemli çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Ahmet Yüksel, elinizdeki başarıyı, Mehdi Kulu'nun Kazımiye'den Necef'e, Samara'dan Urfa'ya ve Kayseri'den İstanbul'a verilen zor hayatları inceleyerek bu ve benzeri cevapları arıyor. Bu sırada dönemdeki nabzını tutmayı ihmal etmemesi gibi Mehdi Kulu'nun her yerinde sorunlar, Osmanlı makamlarıyla Rusya'nın temsilcileri arasında emperyalist olarak yaşanan gerilimin bir numunesi ortaya çıkıyor. Gizli Teşkilatlar Serisi'nin yeni kitabı Sınırdaki Casus: Osmanlı ve Rusya Arasında Bir Kafkasyalı, okuyucuyu bir casusun gözlediği kalpleri yüksek kapasiteler arasında gezdirerek literatüre ciddi bir katkı sağlıyor.Tanıtım Metni

Tüm ayrıntıları görüntüle