Gök Derinin Altında

Gök Derin'in Altında zaman ve mekânla bağları gevşemiş insanların modern çağda efsanelere sığınmasının anlatımı. Bildik sokaklardan Sibirya'ya, arka bahçelerden Yakutistan'daki çadırlara ulaşan; aynı yerden kanayıp kırılan ama kendilerini saran ve iyileştirenlerin öyküleri. Harflerden çok rüzgarı, kelimelerden çok hisleri duyuran Nazlı Karabıyıkoğlu, büyüme ve cinsiyetin dağılımını geçen bir dil kurarken evrensel gözlerle evrene yeniden canlandırabileceğimiz baki gösteriyor. "Siz bizi çizdiğiniz günlerinize doğru, sfenkslerimizi tamamladık. Tabutumuz reddettik. Vahşiliğimizi bölüştürdük, dünyanın tüm kadınlarından paralel. Yüzlerine gölge düştün diye hepsine içimizden, derimizden bir amazos koyduk. Hayvanları kattık organlarımıza, karnımızdan yararken çocuğu hep hayvanlara benzettik. Ben düşürdüm, ormanımızda tektim. Hem eri, hem dişiyi sen taşı dediler." Tanıtım Metni