Gölgeler Çekildiğinde

Bir sisle çevrelenmiş her şey sonuçta ortaya çıkar, işte o zaman hakikatin, eşyanın ve insanın gerçek bilgisine ulaşılabiliriz. Büyük çabaların, büyük bekleyişlerin ardından. Hayatın labirentlerinde bütünleşme ve gölgelerin depolanmasını bekledikten sonra… Cahide Birgül'ün ilk romanı Gölgeler Çekildiğinde'yi yazdığında edebiyat camiasında büyük yankı uyandırmıştı. İşlemeyi içeren temalar; insanın bitimsiz yalnız, kasveti, ruhun derinliklerinde gizlenenleri anlatan mahareti, polisiye unsurların sürükleyici gücünü kurguya yedirmedeki başarı, tüm bunların ötesinde, okuru hiçbir karakterle özdeşleştirmeyen, gerçeğin üzerindeki o kaplamayı çıkarmak her şeyi açıklığıyla gösterme becerisi sayesinde… Gölgeler Çekildiğinde, hasta ve yalnız babasıyla yaşayan Esin'in ansızın gelen bir misafirle yaşadığı altüst oluşumunu anlatır. Bu davetsiz misafir Esin'in hayatına yavaş yavaş sızarken, Esin'in geçmişi kendi hayaletleriyle yüzleşir. Birgül, okurun ensesinde daimi bir ürperti oluşturur, tekinsizlik onun romanının başkahramanıdır. İnsanın yalnızlığının, en derin travmaların, sığınılmış evlerin, mühürlü paraların düşmesine, elbette cesaret işidir. Cahide Birgül, cüretin kalemidir. Tüm gerçekliğin gölgelerle gizlenmeye devam ettiği bir dönem Türk edebiyatının bu önemli gerçeği yeniden okurla buluşturmanın kıvancını anlatıyor. Yıldırım Türker'in sunuş yazısıyla, yeniden, Gölgeler Çekildiğinde… Tanıtım Metni