Görsel Düşünme

Bir klasik olan bu eseri farklı kılan, algı psikolojisinin temel bazı bulgularını da kullanarak bir dogmaya karşı çıkmış olması: Bu dogmaya göre gözümüz sadece bir duyu organıdır ve görme duyumuz ile bütünleştiğimizde, daha sonra bunları işleyecek, değerlendirecek, bunların üzerine düşünecek olan beynimiz için verileri toplayacak. Hem genel yaklaşımlarımıza hem de bütün bir bilim ve felsefede damgasını vurmuş olan bu mekanik modelde, duyularla düşünceleri birbirinden ayrılmış, hatta karşı karşıya geldi: Akıl tarafından işlenmedikçe duyular yanıltıcıdır, güvenilmezdir. Arnheim'ın tezi bu modelin güdüklüğünü sergiliyor; Düşünmenin daha ilk anda görme ile birlikte oluştuğunu, düşünmenin dayanıklı olarak neredeyse resimsel diyebileceğimiz ölçüde görmeye duyumuza bağlı olduğunu, insanın bütün sanatsal ve ifadelerde problem çözme anlamındaki gerçek düşünmenin her zaman uzamın görsel algılanışı üzerinden yürüdüğünü savunuyor. Çocuk resimlerinden bilimin tarihindeki kâinat tasavvurlarına kadar uzanan farklı faaliyet alanlarından örneklerle, nasıl algıladığımızı, düşüncelerimizin duyu ve algılarımıza bağlı olarak nasıl biçimlendiğini anlatan Arnheim, görme duyusu ile düşünme arasında kurulmuş sahte ikilikten kurtulun ve sanatlarda özgürleşeceğimize işaret ediyor. Eğitimde görselliğin yapılandırılabileceği, çok uzak görünen bizimkisi gibi birde bu anlatılanların bir önemi olabilir mi? Cevap, önümüzde. Resim eğitiminin bir hobi kertesinde ele almaktan vazgeçmek, görsel eğitimin sadece resim sanatıyla ilgili olmaması, görünenin eğitilmesinin düşüncesinin yaratıcılığının ortaya çıkmasıydı, görselliğin yalnızca sanatlarla değil, en az onun kadar fizik ve matematik bilimleriyle ilgili yönetimik. Tanıtım Metni