Güneşin Ardındaki Topraklar

Gitmek zor olan yoksa kalmak mı doğduğun, kokusu ile yoğrulduğu topraklarda mı? Nasıl giderdi ki insanı en sevdiklerini geride bırak? O topraklar ölüm, açlık ve sefalet koksa bile… Takvimler 1923 yılını işaret ederken, Kuzey Çin'de anneleri evlatsız, çocukları yetim bırakan ağır bir savaş hüküm sürüyor. Henüz sekiz yaşında Mei Ling'in ailesi bu savaştan nasibini almıştır. Geride kalan ailenin ölmesinden ölmemesi, hayatlarının kurtulabilmesi için Mei Ling'in omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklenmiştir: Paranın karşılığı hiç tanınmadığı bir adamla evlenmek. Dahası, sahte bir isimle…Yanında ona tamamen yabancı bir adamla uzaklara, onun için saklanabilen bile ardındaki bir ülkeden ibaret olan Amerika'ya olan uzun yolculuğuna başlarken, tutunduğu tek şey orada güzel bir hayatı elde etme hayalleridir. Fakat çok para kaybı yalanlarla örülü bir çemberin içinde olduğu, artık kocası olan bu yabancıya güvenemeyeceğini fark eder. Dilini bile konuşamayan bir ülkede, sadece kendisi için değil, karnındaki bebek ve büyük bir tehlikenin içinde olan yetim bir kız çocuğu için de savaşmak mümkündür.Peki, Mei Ling sevdiklerinden bu kadar faydalı bir hayatta kalabilecek, sahte evliliğe rağmen gerçek bir aile kurabilmeyi başarabilecek mi? Güneşin Ardındaki Topraklar, cesaret ve inançla atan bir kalp inanılmaz yolculuğunu her sayfada yüreğimize işlerken, anneliğin mutlaka bir canlıyı dünyaya getirmek demek olduğunu burada bir kez daha hatırlatıyor.Tanıtım Metni