Halname 2016
Halname 2016
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
“Vicdanı olan delirir” dedi Recep. Sakindi. Semavere sığmayan odunlara ulaşmıştı ateşe. Kalkıp masayla toparladı. İnşaata inen dimdik bayırın başına göz attıktan sonra karşıma, sandığın üstüne yerleştirildi gen. “Dinlemiyorlar zaten, deli diyorlar bana” diye fısıldamıştı kulağıma. "Depremde Van'daydım. Yerle yeksan memleketim tastamam. Hiç düşünmeden koştum, kurtulmaya başlamak için ben de." Güç kuvveti henüz yoktu beton yığınlarını kaldırmaya. Ufak ufak beton dağları binalarıydı. Sesler duyduk. İlk günler gürdü, cılızlaştı, sustu en sonunda. Greyder kaldırdıler, beton dağlarındaki mağaralara ulaşmak için. Ulaştı da. Enkazı ülkeden alıp öteye bıraktı. Kolların, bölümlerin, gövde parçalarının beton artıklarının üzerine rozet misali takılmış olması bitti. Ben bittim. Oraya kadarmış. Aklım da hasara uğradıktan sonra başka bir rozet gibi kaldı. Vicdanı olan delirmez de ne eder?” (...) Gerisi hikayesi: Kitap sayfalarında. Yere üfledi sigara dumanını Şarküteri Recep; tükürcesine. "Memlekette bir kedim vardı, biliyor musun? Bir gözü çam balı rengi temsilcisi çağla bademi." “Benim de var kedim” dedim. “Bir gözü yosun yeşili, diğeri yok!” Deli Recep'e evvela mahsus selam ederim. Mehmet Ali, Harun, Hurdacı Ramazan, Deli Musa, Marslı Iğaluk, denizde boğulan mülteciler esirp yiyemeyen balık, avcıların elin-den kurtulan fil, sirkten kaçan aslan, atlıkarıncadan firar eden at, Midilli'de kaybolan sığınmacı kedi Kunkuş, çitlembik ağacı, tilki Nazlıcan, Ümraniyeli kanguru Saffet ve aynı kubbe altında evde güzel yaşadığımızın buluştuğu, karşılaştığımız diğer ete kemiğe bürünen tüm kahramanlarıma teşekkürlerimle… Tanıtım Metni
Paylaşmak
