Har-Name (Ciltli)

Kanuni Sultan Süleyman'a sunulmak üzere kaleme alınan Har-nâme, adın da okunmak üzere eşek hikâyelerden oluşan bir latifeler bütünüdür. Eserin en önemli ve özgün tarafı Çingene detaylı bilgilerin sunumunun yanı sıra özellikle 16. yüzyıl İstanbul'daki Çingenelerin günlük hayatlarının bütün ayrıntılarıyla ele alınmasıdır. Edebiyatımızın, güldüren ama teşvik etmeden ilişen, acıyı duyurmadan iğneleyen letâif türündeki belki de en değerli eseriyle karşı karşıyayız. 16. yüzyılda, İstanbul'un bugün artık olmayan bir yöresinde, Kavaklı'da yaşayan Çingene Karaca katuna bağlı Çingenelerin günlük yaşamları ile kültürlerini konu alan eser, gerçek ortamda saklanmış bir yazarın, kendi de farklı kimliklerle yer aldığı, insan ve hayvanlarda katıldığı sembolik anlatımlı bir oyundur.Yazarın, “arkadaşlarım” diye tanıtılan eşeklerle temsil edilen, üstü kapalı bir dille cehaletle suçladığı devrinin ilim adamlarından başkası değildir. Har-nâme, edebiyat tarihimiz açısından bakıldığında, içinde yer alan beş hikâyeyle Nasreddin Hoca hikâyelerinin en eski yazılı üçüncü sırada yer alması yanı sıra ortaya çıkabilecek gözlemlerle sosyal tarih araştırmaları için de olağanüstü zengin bir kaynaktır. Başta dönem Çingeneleri olmak üzere çeşitli yöre insanlarının konuşma dillerindeki değişikliklera ilişkin olarak barındırdığı zengin malzemeyle dil alanını genişletme olanağı katkı açısından Harnâme, bilinen tek yazma nüshasıyla benzeri olmayan bir eserdir.Tanıtım Metni