Hesaplaşma
Hesaplaşma
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Fakir bir ailenin tek çocuğudur. Çok sonraları olmuş Selim. Anne babası çocuktan umutlarını kestiklerinde dünyaya geldi. Zengin bir adamın içeride iken evin kızını ayartmış, kaçırmış kızı. Evde doğum sırasında ölen karısı. Kızın ailesindeki kızlara öyle kinlenmişler ki cenazesine bile gelmemişler. Tavanın içine yağ yerleştirildi, üç tane yumurta kırıldı. Yağın ve pişen yumurtanın harika çürümesinin içini kapladı. Öbür parçalar dönerek üç günlük ekmek bıçakla dilimlere ayırdı. Ekmeği dilimlerken ekmek kırıntıları yanlara dökülüyordu. Üç çeşit yeni kumanya gelmemişti, eski bulunanlarla idareyi gösteriyordu. Bugün ya da yılda yeni erzakı ulaştırırdı ordugah. Yumurta, hücresinin üzerinde cizırdayarak köpürüyordu. Yumurtayı tüpün üzerinden aldı, çaydanlığı tüpün üzerine koydu. “Komutanım hemen mi yemeğin gelişmesini, çayın yapılmasını bekliyorsunuz?” diye sordu. “Çay olsun biraz sonra yiyeyim, biraz uykum açılsın.” dedim. “Tamam, komutanım, nasıl istersen…” dedi. Yüzüne dikkatle baktım. Yüzüne baktığımda fark etti, başı öne eğildi. “Hikayeni anlatsana bana…” dedim. “Ne anlatayım komutanım, benim olurdun ne olur ki?” “Her şeyi, anneni, babanı, karını, çocuğunu anlat bana.” Tanıtım Metni
Paylaşmak
