Heyulanın Dönüşü

Gidip de dönememek dönmek de bulamamak var. Bir de heyula olmak... 12 Eylül döneminde siyasi hayatta kalmayıp “öteki dünyada boylayan” kahramanımız, 90'ların başında sürgünden kurtulmuş onu kaybetmiştir. Gereken parça aile içinde yaşanan büyük değişimlere hem çok hücreli hem de neşeli yabancı bir pencereden bakar. Tarafsız gözlerle değişim süzen heyula âdeta 360 derecelik bir bakış açısıyla önümüze bir Türkiye panoraması ortaya koyar. Yol, Yolcu ve Yolculuk başlıklarından ve bölümlerden oluşan dipnotlarla parantezlerden oluşan özgün kurgusu ve ironik diliyle Heyulanın Dönüşü, Yiğit Bener'in kaleminden çıkmış cesur bir eleştiri/özeleştiri romanı. 2012'de Orhan Kemal Roman Armağanı'nı alan yapıt; ötekiliğe, ideolojik kalıplara, siyasi simgelere, hayatın anlamına, üniformalara, dinlere ve dilelere, yaşama ve ölüme dair bir manifesto. Yiğit Bener'se, 'Heyulanın Dönüşü'nde, günümüze kadar hep öğrenimle, hatta çıplak incelemeyle yaklaşılmış 'baskı dönemleri'ni ironik yaklaşımla değerlendirmiş. Sonuç enikonu etkileyici: Bener, günümüze kadar hep belli oranlarla değerlendirilmiş baskı dönemlerini bütün bir yaşadığımız, toplumsal ve kişisel yaşamlarımıza savurup, fırlatıp atıyor. Handiyse, hep baskı dönemleri! Başka bir şey yok! romantik diyor. Mutlaka okuyun… Selim İleri Tanıtım Metni