Hu Diyen Karga

Misli Baydoğan, uzman bir psikolog. Ancak biz kendisini pek çok dergide yayımlanmış, Türk davranış kalıplarını ustaca sergilediği tarihi hikâyelerden tanıyoruz. Hû Diyen Karga -Selçuklu Hikâyeleri- altında, Türkistan'dan Anadolu'ya uzanan Selçuk neslinin o baş döndüren, coşkulu serüvenini birkaç insan nesli ömrünce yaşamış, bilge bir kara karganın ağzından din almak: “Ete kemiğe büründüm, karga diye göründüm. Kutlu Selçuk neslinin kervanından seyrettim. Hû! Ben kuşun sözlerine kulak verecek, yanaşverin tüneğimin yanına. Hor görmeyin. Alaiye'den süzülmüştür benim. Kara tüylerim Miryakefalon'un, Malazgirt'in, Malatya ve Tokat'ın tozuna, Sinop'un tuzuna bulanmıştır. Sir Derya'nın, Amu Derya'nın, Fırat ve Dicle'ninki kadar Hazar'ın ve Karadeniz'e kavuşan suların da tadını çıkarıyorum. Ala Dağlar'ın rüzgârında ve Toroslar'ın eteklerinde de kanat çırptım; Talas'ın düzünde ve Nemrut'un uluslarında da... Türkmen obalarının yurt edinip il kurduğu topraklarda diktiği söğüt ve çınarların dallarında güzel yuvalar kurdum, güzel yuvalar bozdum. Ben bir garip kuş, hiç incinmedim Türk'ün, Türkmen'in türesinde. Şimdi bir masal bari olsun, görmediğinizi ve bilmediğinizi sandığınız zamanların üzerindeki atlas örtüsünü sizin için azıcık çıkarmak, şu bir sıkımlık cana tutunan aciz borcunun borcudur. Bu tünek de benim ömrünün sonlanacağı kutlu yurdumdur. Yurdunuz, devletiniz payidar ola. Ulular, veliullahlar, evliyaullahlar, erenler! Hû!”Tanıtım Metni