Hükümran: İki Yabancı (Çiltli)

O sabah tüm yerel gazetelerde aynı haber yazıyordu: Savaş Kıratlı, dün gece hayatını kaybetti. Katili, yedi yaşında genç bir kızdı ama bu gerçeği Savaş'ın kardeşi Aybars dışında kimse bilmeyecekti. Ailesi dahil herkes, Savaş'ın kendi hayatına son verecekti çünkü ölümün perdesinin arkasında karanlık bir sır gizliydi. Savaşın öldüğü gece, ölümüyle ilgisi olan iki adam sırra kadem basmıştı. Geride yalnızca Savaş'ın katili, kendini doktor olmaya adayan ama bileklerine güçlerini koruyan demir parmaklıkların ardına hapsolan Berzâh Duman ve Savaş'ın Aybars'a yazdığı bilmece gibi bir mektup yazmış… Hayatı darmadağın olan Berzâh, yaşananları geride bırakma kırılması vardı ama o mektubun gizemini çözebilecek tek kişinin aklına gelmemişti. İçeriden çıkacak güne dek Aybars'ın onu bekleyeceğinin de… Karşı karşıya gelecekleri gün tehlikeli bir tuzağa düşeceklerdi ama asıl tuzağı kader kuracaktı. Çünkü onların asla bir araya gelmemesi gereken iki yabancıydı ama öyle kalamayacaklardı. “Ellerimin ödemesi gereken bir bedel vardı” dedi bakışları içine bakarak. “Sızısı hâlâ hayattayken söylediğim gibi, ben de bu süre sonra tüm ki yarası bolluklarımda mevcut.” O, acıyı hissetmeyen bir adamdı. Bense acının ta kendisiydim. Ruhum ona ekstra yabancıydı. Ne kadar kaçmak istersem de bazı geceler sığınmak ona sığınırdı. Farkına varmazdım... O gecelerin sonumuzdaki gücünü bilemezdim. Savaşmak istiyorumde ise geç kalmak zorundayım. Geçmiş bir girdap gibi bizi içine alacaktı, Yaşananların ağırlığı bir çığ gibi çökecekti üzerimize... Kaçamayacaktık. Normalde iki yabancıydık Ama öyle kalamayacaktık. Tanıtım Metni