Hüzünlü Tebessümler 2
Hüzünlü Tebessümler 2
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Yirmi sene olmuştur. Sirkeci'de kırık kolundaki alçılar içinde bir hamal görüldü. Sırtında lebâleb dolu bir küfe, benim bedenimde çıkarken sırasında nefeslenmeye, azıcık dinlenmeye ihtiyaç duyanm yokuştan, inleyen adımlarla çıkıyordu... Yalnız yoktum, orada başkaları da vardı. Ve mutlak, onlar da görmüşlerdi. Ama şimdi arasam sorsam, hiçbirinin o kırık kolundaki kırıklar İçindeki hamalı hatırlayamayacağından eminim. Fazlasıyla durduğum yerde zihnime, delirdiğime dair bir şüphe atmış olacağım! Oysa ben şu kadar sene geçerken, o hamalı unutma(a)madım. Ve ne zaman bana, “Yazarlık nasıl bir şey?” diye sorsalar, anlatıyorlar, “Yirmi sene önce, Sirkeci'de, kırık kolu alçılar içinde bir hamal gördüm...” diye başlıyorum. Çünkü yazarlığın böyle bir şey olduğunda, insanların hüznü, kederi ve elemlerini –neşe ve sürurlerini da elbette– sadece anlamanın henüz yetmeyeceğine, bir de hiç unutmamak üzere hissetmenin gerektirdiğine inanıyorum... ••• Bu incecik kitabı, açık içtenlikten başka hiçbir iddiası yok. Ancak gerçekçilik de, iddia ile ol(a)olmayacağına göre, demek ki hiçbir iddiası yok. İddiası yok evet. Ama emin olun, hatırası çok... –Özkan ÖzeTanıtım Metni
Paylaşmak
