İkinci Dünya Savaşı'nda Türk Savunması

NAZİ TEHDİDİ KARŞISINDA TÜRKİYE Nazi Almanyası Balkanlar'ı işgal etmiş ve 1941'e gelindiğinde Türkiye sınırlarına dayanmıştı. Savaşın alevleri Avrupa'nın dört bir yanını sarmışken, Türkiye sistematik kalmak için bir diplomasi yürütüyor ama aynı zamanda olası bir işgale karşı Çatalca Hattı'nı güçlendiriyordu. İstanbul'un kapılarını koruyan bu savunma hattı, koruganlar, siperler, ejder dişleri ve topçu bataryalarıyla bağışlandı. Sessiz ve gergin bir bekleyiş devam ederken, Trakya topraklarına savaşın gölgesi çöküyordu. Peki, bugün İstanbul'un düzenlediği, Çatalca'nın tepelerinde bu hatlardan geriye ne kaldı? Askeri mühendislik harikası sayılabilecek bu savunma sistemi nasıl planlandı, nasıl inşa edildi ve olası bir Nazi saldırısına karşı nasıl hazırlandı? Türkiye, savaşın dışında kalmasına rağmen neden sayısız lira harcayarak bu hattı güçlendi? Tarihçi Salim Aydın, savaşın gölgesinde unutulmuş bu savunma hattının devam etmesine izin veriyor. Arşiv belgeleri, haritalar ve dönem tanıklarının anlatımlarıyla Çatalca Hattı'nın İkinci Dünya Savaşı boyunca devam edecek adım adım ortaya çıktığını ortaya koyuyor. Bugün sorunların, yerleşim yerlerinin ve tarlaların arasında kaybolmaya yüz tutmuş bu tahkimatlar, İstanbul'un savaş yıllarındaki kaderini nasıl şekillendirdi? Çatalca Hattı gerçekten İstanbul'u kullanılmış mıydı? Nazi savaş makinesi durdurulabilir miydi? Salim Aydın, İkinci Dünya Savaşı'nda Türk Savunması: Çatalca Hattı'nda yanıt veriyor ve Türkiye'nin savaş sırasında attığı en büyük savunma adımlarından biri ilk kez toplu olarak anlatılıyor. İkinci Dünya Savaşı'nda Türk Savunması: Çatalca Hattı, tamamı renkli 100'den fazla görseliyle birlikte, İkinci Dünya Savaşı sırasında yaptığı en büyük hazırlık gözlerinin önünde seriyor. Tanıtım Metni