İlkel Sanat

Elinizdeki kitap ilkel sanatının temel düzeltme analizlerini sunmaya yönelik bir girişimdir. İnsanlık mağara duvarlarına ellerinin silüetlerini ve av sahnelerini resmettiği ilk andan itibaren çevresini ve sahip oldukları şeyleri güzelleştirmek için çaba harcanmıştır. Bu şekilde yapılan açıklamalara dayanarak, bizim uygar toplumumuzda olduğu gibi ilkel insanlara da güzele yönelik bir beğeni beklediğini söylememiz mümkündür. Bir antropologun tam olarak ne geliştirdiğini düşünecek olursak değişiriz cevap, bu soruyla karşılaşmamız döneme göre farklılık gösteriyor. Hem göçmen hem de Yahudi olarak, Amerika'nın 19. yüzyılın sonlarındaki beyaz ırkı daha üstün gören evrimci antropoloji araştırmaları yürüten Franz Boas'a göre antropologlar ilkel insanların yaşamlarının ve bunların nereli olduğundan genel bir resim ortaya çıkıyor. Ancak yeni kültürlere erişilen bu dönemde antropoloji için ilkel bölümler yalnızca basit bir çalışma olanağına sahiptir. İlk olarak Franz Boas'ın hayatında gördüğümüz emik yaklaşım da böyle bir ortamın sonucu olarak ortaya çıkıyor. Çünkü Boas'a göre, ilkel insanlarla birlikte yaşayan birisi ilkel toplum içinde her bir kişi, bizim yaşadığımız kadar birey olduğunu görecektir. Dolayısıyla başka bir kültürü tanıyabilmek için onların kendi kategorilerimizi dayatmamız gerekir. Aksi halde birbirine ait olmayan biçimler bir araya getirilir. Çünkü toplumsal evrimci yaklaşımın ileri sürdüğü gibi benzer süreçlerin ilerlemesi ilerlemektedir; Franz Boas'ın ortaya koyduğu yaklaşımlardan biri de bu şekilde açıklayabileceğimiz kültürel göreliliktir. Boas uygar ve ilkel kesimler arasındaki fark ise en bakışla şekillenme biçimleri üzerinden anlatılmaktadır. Ona göre ilkel insanların zihinleri söylendiği gibi sihirsel bir şekilde çalışmaktadır. Ancak bu farklılığı anlamamız mümkün değil. Çünkü geleneksel düşünceler bizim medeniyetimiz üzerinde, ilkel toplumlarda olmadığı kadar sınırlayıcı olmuştur. Tanıtım Metni