İthaki Yayınları
İmparatora Veda
İmparatora Veda
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Alışılmışdışı bir padişah: Adidas eşofmanlı, Ray-Ban gözlüklü; modern, dağıtımı, yenilik sevdalısı. Yalnızca şiire değil, polisiyeye de meraklı. Şehrin barajlarına tırmanan, çevval, alışılmışdışı bir kadın: İfe. Ve gizemli bir alfabeyle yazılmış, alışılmışın dışında bir el yazması. Mutlak hakimi padişah, bir hikâyenin sonunu öğrenebilme uğruna, kendisine başkaldırmaya cesaret eden tek kadınla işbirliği yapmak zorunda kalır. Aziz Gökdemir, Muradlar'ın özgürlüğü, oğlunun hünkârın doğumundan ölümünden dek sene sene parça yerine İmparatora Veda'da yer alıyor. Masum bir çocuğun diktatöre dönüşümünü, gücünün insanı nasıl zehirlediğini, yalnızca görüntüde modernleşebilmiş bir halkın üzerinden anlatıyor; değişimin kodlarını, yedek şehzadelerin hapsedildiği kafeslere, mezarlıklara, bilinmeyen bir alfabeye gizliyor. “Sıcak sarı bir ışık yayılıyordu dükkândan, önünde uzanan ıslak yığınlar benek benek aydınlatıyordu; başını kaldırmıyordu İfe, sadece yürüyordu, o an kafasına düşen iki dizeyi mırıldanıyordu: 'Yıldızlar kıyamet canlı kaldırımlarda/ Çünkü biraz önceden yağmur yağıyordu.' Bir şey istiyordu, bir kıyamet. Ne istediğinde, kopup kaçmak belki, bir şekilde. Gövdesi bir koza olsa, onu yırtıp. Ama nerede? Evdeki derler ya, tam da öyle gidiyor işte, koşa koşa, bir kez daha şu çevredeki silüetler ordusu gibi mağlup oldu, yorgun, hatta harap. Sokaklar günün son hamallerine birazdan kalacaktı, sağlı sollu kapılardan ayrılma mesailerinin son süprüntüleri verileceklerdi, tanzifat ameleleri de sokaklara atılmış büyüklü küçüklü çöpleri toparlayacaktı. Sonrasının karanlığının hakimi, bir de eli sopalılar, analizleri, bölgeleri. Kör ışıklı gaz lambaları, yeni yeni yer almaya başlayan yirmi mumluk sarı sıcak ampuller, ısındıktan sonra türküsünü söyleyen veya Bültenini okuyan tek istasyonlu radyo. Gazocağında ateş; simsıkı örtülü perdeler, kenarlarından kanayan evler.” Tanıtım Metni
Paylaşmak
