İncir Çekirdeği

İncir'i dolduracak olanı doldurmayacak hayat dersleri… Burada zeytinlikler, üzüm bağları, kiraz bahçeleri, ayva ve nar ağaçları arasında doğmuş bir çocuk düşünün. Yüzünü yağmurlara günlük tutmuş, ayakkabılarını çamura geçmiş olsun. Bilge bir büyük baba, görmüş geçirmiş büyükannenin sesleriyle, nazarlarıyla ve özel ilgileriyle büyümüş bir çocukta bulunsun. Sonra da, kaldıklarının, yakın komşularının sevgisiyle bağışlaması. Anne ve babanın şefkatiyle serpilip gelişsin. Ne olur ya sonunda? Bıkmaz usanmaz bir tabiat tutkunu, çiçeğe böceğe, gezmeye tozmaya, ortalıkta içmeye meraklı bir yeni zaman meraklısına dönüşmez mi?Yatılı okumak için geldi İstanbul'da, Boğaziçi'ne düşerse yolu sonra? Sonrası, başlangıçta İstanbul, onun renkleri, mevsimleri, kültürü, tarihi, devamı. Ayasofya bir yanda Topkapı Sarayı diğer yanda. Tarih ve kültür yayınlayan görkemine bürünür onda.Haluk Dursun…Son zamanların gelmiş geçmiş en seçkin dil ustalarından, zevki hayat bilmiş, gezginliğin sayfalarında tarihin damarlarına sızmış uslanmaz bir merak dürbünü. Çiçeklerin piri. Yemeklerin, meyvelerin, sokakların, insanların zaman alacası.Böylece yaman adamlar nadir gelirler hayata geçer. Gelip geçtiklerinde ölümsüz izler bırakırlar.İncir Çekirdeği, her bir cümlesi, Haluk Dursun'un hayat deneyimi ve kültür zevki kılmış idealizmiyle okurlara armağan.Nehirler, dağlar, ağaçlar, türlü çiçekler, hayvanlar, ayrıntılar, bir incirin koca bir ağacı müjdeleyen balıyla yüklü.Tanıtım Metni