İnsanat Bahçesi
İnsanat Bahçesi
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Herkes kendi vatanında Sındirella'ydı. Zira kaçarken kaybettikleri ayakkabıların diğer tek kendi üremeleriydi. kişiliğinin ayakkabının geride kalan diğer tekiydi. Dönüp onu giymezlerse kimliksiz ve de vatansız bir külkedisi olarak yok olup gideceklerdi. *** Aşk bir sınavdır! Birlikte ölmeyi göze almak aşk değil, ayrı olunsa da karşıdakinin nefeslerinde bilip şükretmektir. Aşk, sınırı aşmak değil, cesaret göstermenin sınırsızda ölçülmesini göze almaktır. Aşk, aşk için alemden vazgeçebileceğini tamamen kanıtlamak değil, krallığı için aşkından vazgeçmeyi bilecek kadar âşık olduğunu kendine kanıtlamaktır.*** Cehennem dedikleri böyle bir şeydi. Ateş, ateş ve sadece ateş!.. İstanbul'un bağrı tutuşmuştu. Beyoğlu ateşleri içinde yanıyordu. Haliç, Hasköy'e bakıyordu. Ama nafile, gözyaşlarını söndüremiyordu. Yanıyordu Hasköy! Yanıyordu Beyoğlu! İstanbul yanıyordu! Üç gün üç gece durmaksızın... Düğün yoktu ki bu... Neden bu kadar uzun sürmüştü ve sönmemişti? Oysa silinmemiş, sönmeliydi bu ateş. Bu gözyaşı bu cehennemi soğutulmalıydı. Nafile! Ne ateş sönmüştü ne de cehennem soğumuştu.
Paylaşmak
