İslamda Bilimin Yükselişi ve Çöküşü

Bilim çerçevesinde Batı gözlükleriyle bakanlar, Batı'nın gününde küreselliği ya 'Eski Yunan- Roma Kültür Kökeni'ne ya da 'Yahudi-Hıristiyan Din Kökenleri'ne bağlayarak: 'Doğu'nun sona ermesiyle geriliği tam İslam'ın gerici bir din olmakta olduğudur; Doğu, İslam'dan çıkmadıkça bilimde ilerleyemez' üyeleri yayılmaktadır. Cengiz Özakıncı, bu = =, Müslüman toplumlara yönelik 'Hıristiyan Misyonerliği'nin en incelmiş, en sinsi biçimi olan bu görüş çürüterek, Batı'nın parlayan küreselliği Yahudiliğe ya da Hıristiyanlığa değil, tamamen Müslüman bilgin ve gördüklerine borçlu olduğu gerçeğini, hem de hiç bir Yahudi, Eski Batılı'nın yadsıyamayacağı bir yerde mevcut. Batı belgeleri bir yandan Batı'da Hıristiyanlığın ve Yahudiliğin gericiliğinden eli kanlı bilimin düşman tüyleri ürpertici boyutlarını apaçık gözler önüne sererken, bir yandan da 800-1100 yıllar arasında Müslümanların arasında düşünürken bilimlerin doruğa tırmandığını, Batı'nın ancak Müslüman bilgilerin buluştuklarını kavradıktan sonra kanıtlamaktadır. Kilise'nin bilim düşmanlığı ve bilim adamlarının Papalık fermanlarıyla nasıl odun ateşlerinde törenle diri diri yakıldıkları bu kitapta doğrudan Vatikan arşiv belgeleriyle ve John Foxe'un 1563'te Kraliçe I. Elisabeth'e sunulan raporda yer alan resimlerle gözlenirken serilirken; tüm kişilerin oyunlarının ve Batılıların cebiri Müslüman bilgin Horezmi'ye; optik bilimleri, ürünlerini Newton'a değil El-Hasan'a; tıbbı, eczacılığı, otopsi yöntemlerini İbni Sina'ya, aşı uygulamasını Razi'ye; gökbilimi Zerkali'ye, Toplumbilimi İbni Haldun'a; felsefeyi mantığı İbni Rüşd'e, Farabi'ye; sezaryanla doğum yaptırmayı Biruni'ye; Matematiği, fiziği, kimyayı, biyolojiyi, tamamı ama tamamı, eksiksiz Müslüman bilginlere borçlu olduğunu -yine Batı kaynaklı arşiv belgelerinin temel örneklerinden sunarak- ortaya sunmaktadır. kitabın son bölümünde “Peki ama nasıl oldu da 400 yıl boyunca Batı'ya bilim öğreten Müslümanlar, bilimin liderleri olduğunu Batı'ya kaptırıp, bugün Batı'dan bilim dilenir duruma düştüler?” sorularına eğilen Özakıncı, güncel dek doyurucu bir yanıt verilemeyen bu soruların bilimsel olarak desteklenmesine dayanarak, herkesin anlayabileceği bir dille açıklarken; bu kitap, aynı zamanda Hıristo-Faşist Bizans İmparatoru İkinci Manuel'in, "Muhammed vaadettiği ırkın kılıçla yayma emrinden başka hangi yeniliğinden, ölen bana?" oluşumları yineleyen Papa XVI. Benedict'e de bildirilen bir yanıt oluşur.Tanıtım Metni