İspanya , Yaşasın Ölüm

İspanya, ulusların Don Kişot'udur. Dünyayı kurtarmaya çalışır, güvenliğe ve refaha sırtını döner, ele geçirmeden binlerce hayali kovalar. Bu mantık ötesi donkişotça seferlerinde kendini tüketir. Şehirleri harap olur. Tarlaları çoraklaşır. Araplardan kalma bağlantıları tıkanır, bahçeleri kurur. İspanya'da kendi efsanesini yaratır. Mutluluk ve refahı, korumalık ve barışı ne yapsın? 1920'lerin sonunda Eleftheros Logos gazetesinin dış haber muhabiri olarak İspanya'da Nikos Kazancakis yıkılmış bir imparatorluğun kalıntılarında yaşayan küçük insanlar, gezgin şövalyelerin yaşanan günlerde değişenmiş uçsuz bucaksız bir taşrayı, İspanya'dan yolu geçen tüm kültürlerin ayrılışı rengârenk olarak bulunmuştu. O günlerde İspanya, “karanlık ve korkunç” bir yüzyıla izin verecek varoluş krizinin tam ortasındaydı. İçsavaş felaketinden önce, bulutların toplanmasını bilmeden izleyen Kazancakis, savaş sırasında tekrar İspanya'ya dönmüş ve ülkede saran vahşete, Madrid'in yaşadığına gerçekten tanıklık etmişti. İspanya, Yaşasın Ölüm, Kazancakis'in deyimiyle bir yüzü mahzun ve hayalperest Don Kişot, bir yüzü pragmatist ve şen Sancho Panza olan bu esrarengiz ülkenin özünü tüm tezatlarıyla, yoğunluğuyla, özellikleriyle ve onuruyla anlatan bir yapıt. “İspanya'nın Yunan edebiyatçıları tarafından geç de olsa keşfedilmesini sağlayan kitap.” Emmanuel Hatzantonis Tanıtım Metni