İstanbul Hatırası

Yedi tepeli şehre çökmüş kasvet yüklü bir bulut, son nefesini vermiş yedi kurban... Tarihî yarımadada işlenen sıra dışı bir cinayet, Başkomser Nevzat'ı harekete geçirir. Katil, avcuna antika bir sikke bıraktığı kurbanın doğumundan itibaren yaptıklarını bazı oyuncularla paylaştı. Aynı cinayet ritüelinin parçası olmuş kurbanlar peşi sıra gelir; Tüm kurbanların elinde bir sikke vardır ve onun birinin şehrinin parlak yaşadığı yaşamış bir imparatorun döneminde kalma tarihi birinden önce bırakılmıştır. Kurbanların ortak özelliği, İstanbul'a olan ihanetleridir. Peki katilin özelliği nedir? Şehrimizle birlikte kaybettiklerimiz, pazarlara baktık. Byzantion, Konstantinapol ve İstanbul... Sahipleri, sakinleri değişse de, yeni isimler edinip farklı karakterlere bürünse de değişmeyen bir şey var tarihi yarımadada; eskimeyen güzellik. Ahmet Ümit İstanbul Hatırası'nda artık tehdit altında olan bu güzel güzellikte merkezde yer alan ve yüksek gerilimli polisiyesiyle okuru hipnotize ederken aktardığı tarih bilgileriyle İstanbulluluk bilincini de canlandırmaya çalışıyor. Şehre bakıyorduk denizden. Sisler içindeydi İstanbul... Sisler içinde deniz... Sisler içinde teknemiz. Sultanahmet'in minareleri görüldü, Ayasofya'nın kubbesi, Topkapı Sarayı'nın kuleleri. Hiç yağmamış, yıkılmamış, bozulmamış şehirler. Güneşin doğmasından bir anlığına beliren bir hayal gibi... Büyülü bir bulut gibi... Bir masal imgesi gibi... Yeni kurulmuş bir kent gibi... Taze bir başlangıç ​​gibi... Genç, umutlu, güzel... Tanıtım Metni