İstanbul'u Bul Bana

İstanbul'u Bul Bana Hulki Aktunç'un Kostantiniyye Haberleri (1989-1993) gazetesine yazdığı denemelerden oluşuyor. Gazetenin ilk teklifinden itibaren “İstanbul'u Bul Bana” unvanını taşıyan Aktunç, İstanbul'un argosunu, sokaklarını, ayazmalarını, delilerini konu etti, iz bırakmış İstanbulluların portrelerini çıkardı. Kitabı hazırlayarak hem İstanbul kaynakça hem de Hulki Aktunç külliyatına bir yenisini ekleyen Bengü Vahapoğlu, “Aktunç'un ayrıntılara karşı özenli, bilge, eleştirel ama aynı zamanda sevecen bakış açısı okurun İstanbul'a günlük yeni bir perspektif geliştirmesine yardımcı olacaktır” diyor. Kent işlerini sever misiniz? Sevmezseniz, şehir kelimesini mi seversiniz? Bir yerde mi okudum, yoksa ben mi kaldım, anımsayamıyorum... Şehir bana İstanbul'u Anlatıyor, kent ise Ankara'yı. Nedenini kendi kendime tartışıyorum. Mesela Taşkentşehir midir? Hollywood'un arabesk takıldığı bazı filmlerde görülen, tebeşirden yapılmış, Arap kubbeli, hurma ağaçlı, sözde masal yerleşmeleri kenttir bal gibi; Onlara “ş” ve “h”nin kazandırdığı şehir demek kolay değil. Şehir, tarihtir; kent ise yeni bir türeyişi simgeler. Şehir, hikâyedir; kent, öyküdür. Ve evet, çünkü şehir kelimesidir, kent sözcüktür. Tanıtım Metni