Jacques Derrida

Yirminci yüzyılın önemli düşüşleri Derrida, göçmen probleminden, terörizmden, negatif teolojiden, sorumluluk etiğine, ölüm kamplarına ve dini ritüellere kadar pek çok konuda yazmıştır. Derrida bir ülkede yaşadığı asrın tartışma konularının kavşağında dururken, diğer tarafta geniş asır öncesine uzanıp, logolar, khora, pharmakon gibi kavramlar tekrar tartışmaya açılır. Bunu yaparken muhkem bir zemin, muayyen bir referans çerçeveleri veya ağırlık noktası kabul etmez. İnşa ve imhanın sonsuz konusu içinde Derrida, bir yerde durma güdüsüne, düşüncesel konfora teslim olmazken, okurunu da konforlu olmayan bir alana davet eder. Kasım Küçükalp'in elindeki eseri, Derrida'yı kesiştiği noktalar, yaşadığı ve uzandığı çağ ile beraber ele bulunmaktadır. Küçükalp, Derrida'yı genel kanaatin hilafına, “safkan bir Platoncu” olarak ilan ettiği, onu bir ortamdan zenginleştirme çabalarına direnen “iyi” ideasına, yani “karar verilemez”liğin alanı taşımışken, diğer ortamda ve oluşan dekonstrüktif okuma stratejisinin bir başka örneğii sunar. Teori-öncesi bir an var mıdır? Sınırda durmak, durana nasıl bir sorumluluk yüklenir? Arşimet noktaları silindiğinde devam edebilir düşünebilir miyiz? Anlam nedir ve nasıl ele alınır? sorularına yanıtlar arayan eser okuru, farkların çözümü sayesinde ortaya çıkabilena değil, Derrida'nın farkları ve farkınlar sürekli yeni baştan üretilen oyununa davet ediyor. Tanıtım Metni