Kaçış

Ne denirse yoğunluğu; empati, vizyon, hareketlilik… Kadınlar insanları, özellikle hemcinslerini iyi tanır, en ufak bakışından veya basit bir el hareketinden ne geliştiğini, ne yapabildiklerini anlar. görsellerin doğru olduğunu anlar. Ondan dost olur mu yoksa potansiyel tehlike mi, hangisine sır anlatılır, hangisiyle dedikodu yapılır, hangisiyle “içerikli” konular konuşulur… Onun için, kadınların alışverişe çıkacağı, bir fincan kahve içeceği, ailesiyle tanışacağı veya kadınlarla dertleşeceği kadınlardan farklıdır. Kategorize olmuşlardır, mücadele vermişlerdir çünkü. Çünkü yakın çevrelerdeki erkekler; önce baba ve ağabeyler, sonra okul ve iş arkadaşları ve de kocalar ve oğulları! Hepsi de arızalı faktörlerdir ve kaçmak isterler, çok şey öğrenmişlerdir. Yazarımız Nuray Şenol'un Boşu Boşuna'dan sonra ikinci romanı okuruyla buluşuyor; yine akıcı, yine sürükleyici... Her insan zaman zaman her şeyi bırakan bir dolu kaçıvermek ister. Bazen bir tehlikeden kaçmak zorunda kalır. Farklı parçalardan kaçan iki kadının, Güzin ve Serap'ın yolların kesiştiğinde hiç beklemedikleri bir çok şeyle yüzleşmeleri gerekecekti... Tanıtım Metni