Elma Çocuk
Kara Oklar Çetesi-Avustralya Macerası -Çiltli
Kara Oklar Çetesi-Avustralya Macerası -Çiltli
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Kara Oklar Çetesi ürünleri Avustralya'ya kadar uzanan yolculuklarında yer almaya hazır mısın? Kıbrıs'tan yeni dönen ekip üyelerine Mustafa Kemal Paşa bir görev daha verir; Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıtmak. Karadeniz Vapuru ile Sidney'e doğru yola çıkan kahramanlarımız, daha yolculuklarının başındayken bir terslik olduğunu fark eder. Geminin depolarında bulunan yasaklı bölgelerin üstünde haritalı şeyler vardır. Bu sırrın peşine düşen Erim, Nisan ve Zafer yeni arkadaşlarıyla birlikte hiç ummadıkları bir maceranın daha içinde bulurlar. **** Tema: Yer ve zaman olarak nerede olduğumuz Kavramlar ve Anahtar Sözcükler: İLETİŞİM, aile, arkadaşlık, toplumsal cinsiyet, kültürler arası iletişim, MILLÎ MÜCADELE VE ATATÜRK, MILLÎ KÜLTÜRÜMÜZ, tarihteî şahsiyetler, arkeoloji, seyahat, durum, ülkede, konukseverlik Tutum ve Değerler: Merak, kalacak, arkadaşlık, dostluk, özgürlük, sevgi, sevgi, vatanseverlik Profil öğeleri: Sorgulayan, bilgili, iletişim kuran KİTAPTAN Nisan ve Erim kollarına girip onu kaldırdılar. Temizlenmiş bahçe yolunda aşağı yukarı yürüdü Bönbön. Koltuk değneksiz, oldukça hızlı ve dengeli hareket ediyor. kendisinde şaşkınlık vardı. *** Karaköy Rıhtımı'na girdiklerinde uğurlamaya gelen büyük kalabalık hızla limana gelip arabasına doğru geri döndü. Bir anda kalabalıklaşan konuşmalar kesildi. Herkes hayretle arabadan atlayan iki haber veriyordu. *** Bu gazeteci esmer, biraz büyük burunlu, ciddi bakışlı bir korumaydı. Gür ürünleri vardı ve biraz açıktı. Nisan'la göz göze geldiler. Nisan hafif bir irkildi, içinden “Nedense ondan hiç hoşlanmadım ama söylesem Bönbön gibi şimdi abone ol” diye düşündüm. *** Beybaba konusundaysa hâlâ hayatta değillerdi. Geminin arka tarafta olduğunu biliyorlar, yanındaki esrarengiz kadının, küçük çocuğu ve devasa adamlarını çok merak ediyorlar, Arap Orhan'ın herkesin tamamen tanımazlıktan geldiğini bir türlü anlamlandıramıyorlardı. *** İkisi Zafer'in olduğu yöne doğru kenarlara çarpa çarpa koşmaya katıldı. O bölgede hayattayken geri döndüklerinde Zafer'i yerde yatarken gördüler. Başında tüfekli bir asker vardı ve üzüntüyle titriyordu. *** Karadeniz Vapuru köprünün iki tarafına yaklaşırken toplanmış büyük bir kalabalık gördüler, ellerinde bayraklar vardı. Kaptan ve çocuklar, yüzlerine yerleşmiş gülümsemelerle birbirlerine baktılar. Kaptan gururla geminin düdüğüne üç defa asıldı. *** Nisan sabahı doğru bazı gürültüler duyuldu. Uyandı, sonra bir uçağın sesi duyuldu, geminin pazarında olduğu gibi. “Olamaz bu sürede hem de geminin gösterdiği, civarda uçakların bulunduğu bir yer olsa da tamamen ama imkansız” diye düşündüm. Tam olarak öğrenirken kamaranın kapısını güm güm diye çal. *** Çete Üyeleri beraberce sürünerek eve doğru ilerlemeye başladı. Ortalarda bir yerde evde bir silah sesi geldi. Hepsi dönüp bakıldığında, hızlanıyorlar. Eve yaklaşırken Erim motosikletlerinin saklandığı yerde bir hareketlilik fark etti. Durup biraz gözlemlendi ama bir şeye göre değildi. *** Herkesin ortamının enerjisiyle canlanırken, gülerken Nisan büyük bir dikkatle düşünüyor ve bir şeyler tekrarlanıyordu. "Tabii ya, tabii ya. Belki de çözülemem gizemi" dedi bir anda kendi kendine. *** Herkesin düzeninin, düzeninin başına gittiler. Brandayı çektiklerinde deniz uçağının altında iki büyük ve uzunluğa uzanan sandık daha vardı. Sandıkların dikkatle açtılar. Tanıtım Metni
Paylaşmak
