Karanlığın Yüreği

Conrad Karanlığın Yüreği'nde 1890 yılında Kongo'da yaşadığı, onu derinden sarsan deneyimi anlatır. Bugün bir modernizm klasiği olarak anılan yapının “kahramanı” Kurtz'un ölürken “Dehşet! Dehşet!” diye haykırışı, yolculuğuna büyük umutlarla başlayan yazarların bu ülkelerin yaşadığı hayalleri vardı ve güçlü olduklarını yansıtıyordu. Bütün büyük edebiyat yapıtları gibi Karanlığın Yüreği de yaratıcının yazmaya niyetlendiği şeylerin geçmişidir. 1899'da yayımlanan romanın yazıldığı dönemin ürünü olmasına ve Avrupalıların Afrika'daki emperyalist sömürüsünü anlatmasına rağmen, kuşaklar boyu süren ve çürüğe kadar uzanan tartışmaları esinmişti. Metni günümüzde canlı olarak tutan bu tartışmalar, modernizmin ben başarısız olması, yeni anlatım biçimleri arayışı, sömürgeciliğin üretilmesi, toplumsal cinsiyetin inşası, emperyalizmin ve modernleşmenin ekolojik sonuçları vb. etrafı sürüp gider. Sömürgeciliğin hem sömüren hem de sömürülen bakış açısından yıkıcı etkisi üzerinde sürdürülür genellikle övülürken, bazı postkolonyal Afrikalı yazarlar tarafından da “ırkçı” olarak nitelenen Karanlığın Yüreği, en çok tartışılan modern edebiyat metinlerinden biridir.Tanıtım Metni