Kaybolan

Tarık Tufan, hatıralarla yüzleşmenin, ilk aşkın ve kendini aramanın evrensel hikâyesini anlatıyor. Kaybolan, yaralı dünyalarda, kırık hayatlarda, saklı hüzünlerde ve İstanbul sokaklarında dolanan bir roman.Hayatın en çetrefilli meselesi, yaşanabilir en zor sırrı, stratejik kim olduğumuzdadır. Çünkü herkes bir yerde duruyor. Bazıları bulabilmek için önce çok yaşında kaybettiklerini sağlamaktaydı. "Utanmayı bir kenara bırakıp, itiraf ettiğimiz bugün bile hayatta değil, hayatta kalabiliyorlar. Fason hayat. Bir gece düşüncelerine dalmış boğuşurken anı geldi bu laf; o gün bugündür böyle tanımlıyorum, sipariş üzerine yaşanmış, ısmarlama, ülkede düşük, fason hayat. Gününde sadece burada hayalinde kaldığım süre. Uzunca bir zamanda kayıtsız kaldığım yerde kaldığım için şimdi, başka bir yerde hüzün ve keder istiyordum. ederdim, olmuyor. Artık kim çözülüyor, kimin için yaşadığımı doğru dürüst düşünemiyorum bile.”Kaybolmanın konusuna sıkışmış bir adam ve iki kadın. Kendilerini bulabilmek için çıkışı ararlarken ödemeleri bedel gitgide büyüyor.Tanıtım Metni